“Oyuncu koçluğu suni teneffüs yapmak gibi…”
Belki siz de farkındasınızdır, son yıllarda sıkça duyduğumuz “yaşam koçluğu” ve iş yaşamında koçluğun yanı sıra yeni bir koçluk yöntemi daha var gündemde olan: Oyuncu koçluğu… Gazetelerde çıkan haberlere göre, artık pek çok oyuncu adayı bir koçtan destek aldığını, bunun performansını artırdığını anlatıyor. Peki, oyuncu koçu kimdir, nasıl çalışır ve performans değişikliğini nasıl yaratır?
Bu soruların yanıtını almak üzere, özellikle reklam filmlerinde oynamak üzere seçilen kişilere koçluk hizmeti veren Celil Güven ile bir araya geldik. “Oyunculuk yapan ancak eğitimini tamamlamamış kişilere oyunculuk desteği ve eğitimi veren kişidir oyuncu koçu…” diyen Güven, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çekimler öncesinde senaryodaki olayları çözer, yer, mekan ve karakterin analizini yapar. Karakteri ortaya çıkarır, oyuncuya empoze eder. Oyuncuya izlemesi gereken yolu gösterir. Set öncesi ve sırasında oyuncunun yanında olur. Yönetmenin istediklerini yerine getirmesi konusunda oyuncuya destek verir”.
Aslında ABD’de Brad Pitt, John Travolta ve Jack Nicholson gibi altyapısı olan ve oyunculuk tekniğine hakim isimlerin de koçluk desteği aldığını anlatan Güven, sistemin Türkiye’de nasıl işlediğini ve çalışmalarını bizlerle paylaştı.
Dilerseniz önce oyuncu koçluğu yönteminin ortaya çıkışından konuşalım. Türkiye bu kavramla ne zaman, nasıl tanıştı?
Oyuncu koçluğu yönteminin aslında ilk olarak ABD’de ortaya çıktığı ve yaygınlaştığını, ardından Avrupa ile aynı dönemlerde; 2002 – 2003 yıllarında Türkiye’de de gündeme geldiğini söyleyebiliriz. ABD’de oyuncu koçluğundan önce kişilerin hayatını yönlendiren, daha pozitif davranmalarını sağlayan “yaşam koçluğu” kavramından da söz ediliyordu zaten. Zaman içinde ABD’ye giden oyuncu arkadaşlarımdan; çok önemli, altyapısı olan Brad Pitt, John Travolta, Jack Nicholson gibi oyuncuların oyuncu koçluğu desteği almaya başladığı yönünde bilgiler almaya başladım. Kısacası oyuncu koçluğundan gerçek anlamda altyapısı olan, önemli oyuncular da yararlanıyor.
Böyle bir destek ne sağlıyor onlara?
Sebebi çok basit aslında: Oyuncu ne kadar yeterli olursa olsun; kimi zaman yönetmenin beklentisi içinde olan, senaristin anlatmak istediği noktalara, karakterin ait bazı özellikleri gözden kaçırabiliyor, dışarıdan gelen etkenleri yakalayamayabiliyor. Oyunu kendi birikimleri sayesinde rahatça çıkarıyor olsa da bazı küçük nüansları doğal olarak kaçırabiliyor. İşte oyuncu koçu tam da bu noktada devreye giriyor. Oyuncunun o karakteri çıkarmasına yardımcı oluyor, altında kalan boşlukları kimi zaman kendi birikimlerini kullanarak, kimi zaman da zihninde yanan ışıkları dikkate alarak oyuncuya empoze ediyor.
Bunu yaparken oyuncu ve koçu arasında nasıl bir ekip çalışması yaşanıyor?
Aslında koç ideal olarak çalışacağı oyuncudan önce yönetmenle görüşüyor. Yönetmenin nasıl bir karakter yaratmak istediğini, bu karakteri nasıl sahnelemek istediğini oyuncu koçuna aktarıyor. Sonuç olarak oyuncunun başarılı olabilmesi için, yönetmenin hayalinde yarattığı karakteri sahneye ya da ekrana yansıtabilmesi önemli. Çünkü burada yaratıcı olan yönetmen… Onun zihninde oyun çoktan oynanıp bitmiş durumda. Bunu tam olarak yansıtabilmek için oyuncunun, yönetmenin zihninde yaratılanları rahatlıkla algılayabilmesi gerekiyor. Sonuç olarak oyuncu koçu yönetmenle iletişime geçip, karakteri tahlil ettikten sonra oyuncu ile birlikte senaryo üzerinde çalışmaya başlıyor. Karakterin yaratılması, sahneye girinceye kadar söz konusu olan yaşanmışlıklar ve sonra yaşanacaklara göre bir psikoloji yerleştiriliyor. Kısacası bir çözümleme, tahlil yapılıyor.
Bu arada belirtmem gereken bir nokta, oyuncu eğer bayan ise bayan koçla, erkek ise erkek koçla çalışması gerektiğidir. Çünkü eğer ben bir bayan oyuncuya destek vereceksem kadın gibi düşünmem oldukça zordur. Elbette birikimlerimiz yardımcı olur ama yine de zordur.
Oyuncu koçu nasıl bir ön hazırlık yapıyor?
Burada belirtmem gereken en önemli nokta, her iyi oyuncunun koç olmayacağı… Kişi iyi bir oyuncu olabilir ama o işin inceliklerini iyi aktarma olasılığı yüksek değildir. İşin teorisini karşısına anlatamaz. Bizler bunun için Türkiye’deki önemli eğitim kurumlarından eğitim aldık ve bazı yurtdışı merkezli firmaların ülkemizde verdiği seminerlere katıldık. Bu sayede oyuncuların teorik bilgilerini karşılarındaki kişiye nasıl iletebileceklerini, onlardaki performans değişikliğini nasıl yaratabileceklerini öğrendik ve öğrettik. Bu nedenle teoride bilgilerimizi başkalarına aktarmakta sorun yaşamıyoruz. Sonuç olarak, sözünü ettiğim bu tekniklerden yararlanarak bir takım ön hazırlıklar yapıyoruz. Senaryoyu önceden çözümleyip kendi kafamızdaki karakteri ortaya çıkararak yönetmen ile iletişime geçip, yönetmenin kafasındaki ile kendi çıkardığımız karakteri örtüştürüp oyuncuya aktarabiliyoruz.
Oyuncu koçu tüm çekim sırasında oyuncu ile birlikte olur mu?
Aslında doğrusu budur. Çünkü oyuncunun her an koça ihtiyacı olabilir. Yönetmenin aklına yeni bir şey gelmiş olabilir, başka bir sahneye geçilmiş olabilir. Bu nedenle oyuncu koçunun sette bulunması daha sağlıklıdır.
Bu çalışmaların ışığında nasıl bir performans değişikliği gözlemleniyor koçluk desteği alan oyuncularda?
Hiç oyunculuk deneyimi olmayan bir kişiye en azından suni teneffüs yapmış oluyoruz. Karakteri hayalinde canlandırmasına, oyunu izleyiciye daha iyi aktarabilmesine yardımcı oluyoruz. Örneğin deneyimli bir oyuncu ağlaması gereken sahnede ne yapması gerektiğini çok iyi bilse de oyunculuk eğitimi almamış biri için değişik yöntemler önermek yararlı olabiliyor ve performansı artıyor. Hatalarını ve farklı yapması gerekenleri anlatarak gerekli değişikliği sağlayabiliyorsunuz. Bu da kısa sürede suni teneffüs yapmak, o kişideki oyunculuk yeteneğini canlandırmak anlamına geliyor.
Türkiye’de oyuncu koçluğu desteğini genellikle kimler tercih ediyor?
Türkiye’de henüz oyuncu koçlarına deneyimli oyuncular başvurmuyor. Biz daha çok reklam ajansları ile çalışıyoruz. Bunun temel sebebi de reklam yönetmenlerinin daha çok oyuncu olmayan kişilerle çalışmayı tercih etmesi.
Size göre iyi bir koç olabilmek için neler gerekiyor?
Aslında bu, yanıtlanması zor bir soru çünkü sunulabilecek net bir reçete yok. Ancak elbette bazı ipuçları var: Özellikle iş dünyasını temel alırsak, sosyal aktiviteleri takip eden, personeli ile bu aktivitelere katılan yöneticilerin koçluk becerilerini geliştirebilmesi daha kolay. Tanıdığım bazı üst düzey yöneticilerin çalışanları ile sadece ast-üst ilişkisi yaşadığını görüyorum. Bu, çalışanları geliştirebilecek bir koçluk yöntemi için yeterli veri sağlayamaz yöneticilere… Öte yandan hepimizin çevre ile kurduğumuz ilişkide bir farkındalığa sahip olması çok önemli. Hayatımızın her kademesini takip ediyor, her gün evimize girerken kaç merdiven çıktığımızın, sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkamak için musluğu hangi elimizle açtığımızın bilincinde olmamız gerekiyor.
Oyuncu koçluğunun gelişimine ilişkin neler öngörüyorsunuz?
Oyuncu koçluğunun Türkiye’deki gelişimi biraz da ekonomiye bağlı... Ülkemizde oyunculuk yapmak ve bunun eğitimini almak isteyen, bunu kendisine yapacağı bir yatırım olarak gören pek çok kişi var. Bu yatırımların artacağını öngörüyorum. Elbette bizlerin sunduğu tekniklerin tek bir projede değil, kişilerin tüm yaşamlarında zaman içinde kullanılabildiği anlaşıldığında da oyuncu koçlarına başvuranların sayısında artış olacaktır.
“KUKLA OYNATIRKEN BİR VARLIĞA BEDEN VEREBİLMEYİ ÖĞRENDİM”
Reklamlardan ve dizi filmlerden tanıdığımız Celil Güven, tiyatro sahnesinde yetişmiş; işin hem teorisini, hem pratiğini bir arada öğrenmiş bir isim… Onun yeteneğini keşfeden ve yönlendiren kişi lisedeki Türkçe öğretmeni olmuş. Oyuncu koçluğuna başlayana kadar geçen kariyer yolculuğunu kendisinden dinleyelim: “Lisedeyken tiyatro ile yakından ilgilenen öğretmenimiz Nihat Gür, okuldaki tiyatro kolunu kurdu ve Gençlik Günleri’nde bir oyun sergilememizi sağladı. Benim yeteneğimi keşfedince de konservatuara yönlendirmek için elinden geleni yaptı. Ancak konservatuara giremeyince Edebiyat Fakültesi’nde eğitim almaya başladım. Bu arada Enis Fosforoğlu’nun yardımlarıyla 90’lı yılların sonuna doğru Tevfik Gelenbe Tiyatrosu’na girdim. Tevfik Gelenbe o dönemde oyuncu yetiştirmek istiyordu. 3 yıl boyunca burada oyunculuk yaparak sahne pratiği kazandım. Bu arada tiyatrodaki arkadaşlarımla birlikte, ilk özel televizyon kanallarından biri olan Flash TV için skeçler yazıp oynadık. Tiyatroda pratik yapıyorduk ama teorik bilgimizi geliştirmemiz gerektiğinin de farkındaydık. İşte tam da bu dönemde gazetede gördüğümüz bir ilan hayatımızı değiştirdi: Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, yetiştirmek üzere oyuncu arıyordu. Burada 1993 – 1999 yıllarında çok değerli hocalardan, ciddi bir teorik eğitim aldık. Bu arada teorik derslerin pekişmesi amacıyla Ali Poyrazoğlu’nun sahnede ya da televizyonda yaptığı çalışmalarda görev aldık, yeteneklerimizi keşfettik. Örneğin Ali Harikalar Diyarında oyununda kullanılan kuklaları oynatarak hem kendi bedenimizi geliştirdik, hem de başka bir varlığa beden verme yöntemini öğrendik. Bu deneyimler bugün koçluk yaparken kullandığım altyapının tuğlalarını oluşturuyor”.
Bugüne kadar sinema filmlerinde, dizilerde ve reklam filmlerinde oyunculuk yapan Celil Güven, şimdilerde Türkiye’deki en büyük casting ajanslarından biriyle ortak projeler yaparak koçluk hizmetlerini daha kurumsal bir çatıya oturtmayı hedefliyor. Edebiyat ile yakından ilgileniyor, www.oyuncukocu.com sitesinde oyuncu koçluğu ile ilgili çalışmaları bir araya getiriyor.