Kutuplaşmış Dünyada Sosyal Sorumluluk

David Creelman


Çoğu kuruluş sosyal olarak sorumlu olmak ister ve birçok kişi sosyal olarak sorumlu bir kuruluş için çalışmak ister. Buradaki zorluk, siyasi güçlerin kutuplaşmasına neden olduğu ve organizasyonun desteklediği hemen hemen her mesele, potansiyel olarak çok sayıda muhalif çalışanı ortaya çıkaracaktır. Afrika'da aşı kullanımını teşvik etmek gibi görünüşte problemsiz görünen bir şey bile bazıları tarafından kabul edilemez olarak görülecektir.

Önemli bir çalışan segmentini yabancılaştırmayı riske atmayan riskli sosyal sorumluluk programlarının seçilmesinin zorluğuna ek olarak; CEO'lar siyasi konularda kamuoyuna açıklama yapmak için baskı altında… Çünkü tüm toplum tarafından siyasi bir konuyla ilgili açıklama yapmadıkları takdirde genç bir çalışan tarafından faşizmi desteklemekle suçlanabiliyorlar. CEO bu konuda ne yapmış olursa olsun (hiçbir tarafı tutmasa bile) eleştiriye maruz kalır.

Bu yeni sosyal sorumluluk dünyasıyla başa çıkmanın iki taktiği var:

Dikkatli ve net bir vizyonla ilerlemek
Sosyal sorumluluk kararlarını doğrudan çalışanların ellerine vermek

Dikkatli ve net bir vizyonla ilerlemek 
Şirketler için hangi değerlere sahip oldukları konusunda net olmak her zaman iyi bir fikirdir. Chick-fil-A ve Patagonia gibi şirketler, kimsenin kolay kolay risk alamayacağı bir güçle sosyal sorumluluk gündemlerini yönlendiren keskin görüşlere sahiplerdir. Çoğu kuruluş, daha orta yol (suya sabuna dokunmayan) bir politika benimsemiştir - ve bu da iyidir. Politika ne seçilirse seçilsin ne olduğu konusunda net olmak iyi bir fikirdir.

Sosyal sorumluluk konusundaki tutumunuz konusunda net olmak kadar dikkatli hareket etmeniz de önemlidir. Hepimiz kendi medya balonlarımızda yaşamaya meyilliyiz, bu da herkesin ya da en azından önemli bir kesimin belirli konularda bizimle aynı fikirde olduğunu hissetmemize neden oluyor. 

Sosyal sorumluluk programlarından sorumlu liderlerin, farklı siyasi görüşlere ulaşmalarını sağlamak; çalışanları veya müşterileri kaybetmeden tartışmalı bir konuda bile doğru bir kurumsal duruşu gerçekleştirmelerinin önünü açar. 

Sosyal sorumluluk kararlarını doğrudan çalışanların ellerine vermek 
Sosyal sorumluluğu ele alan liderler; görevlerini ne kadar net ve dikkatli bir şekilde yaptıklarına bakılmaksızın, belirli nedenler üstlenmelerini talep eden şirket içindeki ve dışındaki aktivistlerin baskısı altında olacaktır. 

Bu baskıdan kaçınmanın bir yolu; çalışanlara, değer verdikleri sosyal gündemi takip etme şansı verirken, sosyal sorumluluk kararlarını doğrudan çalışanların ellerine vermektir.

Buradaki temel mekanizma şudur:

Belirli bir çalışanın bir sosyal sorumluluk hareketi desteklemek için gönüllü olması durumunda, özellikle kötü bir fikir olmadığından emin olmak için bir miktar titizlikten sonra şirket, devam etmek için onay verir.

Onaylanan sosyal sorumluluk aktiviteleri şirketin dahili sosyal sorumluluk web sitesinde gösterilir.

Çalışanlar, destekledikleri sosyal sorumluluk aktivitelerine para bağışında bulunabilir ve şirket de bunun üstüne çalışanların bağışladığı miktar kadar bağış yaparak ortak bir aktiviteyi desteklemiş olur. 

Bunun büyüsü, şirketin tartışmalı meselelerde taraf tutmadan çalışanların desteklediği şeye destek vermesidir. Bazı çalışanlar, gezegenler arası seyahat etmeyi amaçlayan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluşa fon bağışlamak istiyorsa, bunu yapabilir ve bu da şirket tarafından desteklenebilir. Diğer çalışanlar böyle bir şeyle uğraşmak istemiyorsa, bu da onların kararıdır, şirketin değil.

Sarıp sarmalamak 
Şirketler, son derece kutuplaşmış görüşlerin yer aldığı sosyal sorumluluk programlarının, çalışanların bağlılığını sağlamaktan ziyade onları kurumdan soğutacağı ve yabancılaştıracağını kabul etmelidir.

Atacağınız ilk adım; hangi konuların destekleneceğini seçmede çok açık ve daha dikkatli olmaktır.
Diğer önemli adım; çalışanların neyi destekleyeceğine karar vermesi ve desteğin kendi bağışlarıyla gerçekleştiğini göstermesine izin vermektir. Şirket, çalışanların bağışlarının üstüne bağış ekleyerek onların ilgilendikleri konulara desteğini göstermelidir. Bu, kurumsal demokrasinin sosyal sorumlulukla desteklenerek çalışan bağlılığını ve işveren markasını güçlendiren bir eylemdir. 

DERGİ

HRdergi Temmuz - Ağustos sayısı çıktı! İyi okumalar...

SATIN AL Temmuz - Ağustos 2024