Kurumsal Hayatta Kişisel İmaj Yönetimi “Stilini Bul, Konuşsun”

 

İsmail Tanilli Kimverdi
Stil Danışmanı 

Wikipedia der ki; "Moda, özellikle giyim kuşam, ayak giyimi, aksesuar, makyaj, pirsing(piercing) ya da mobilyada popüler stil ya da uygulama için kullanılan genel bir terim. Moda, kelime anlamıyla toplumun tüketim trendlerini belirleyen tüketim anlayışı olarak tanımlanılmaktadır." 

Tanımdaki bir ifade dikkat çekici: "Toplumun tüketim trendlerini belirleyen tüketim anlayışı". Peki o zaman tüketim çağının hızla tüketildiği ‘glam rock mı, vintage mi, nostaljik öğeler mi’ koşuşturması içinde kendini doğru ifade etmek nasıl mümkün olacak? 

Stil sahibi olma konusuna gelecek olursak, özellikle de profesyonel iş hayatında stil sahibi olmakla beraber doğru mesajı verebilmek kolay bir şey değil, tabii ki, ama inanın zor da değil. Önemli olan gerçekten ne istediğini bilmekten geçiyor.

“Kurumsal hayatın içinde bizden beklenen pek çok yetkinlik, yapılması gereken işler, uzayan toplantılar, bitmesi gereken projeler varken bir de nasıl göründüğüm mü önem taşıyor?” dediğinizi duyar gibiyim. Aslında “evet”. Çünkü yapılan araştırmalarda ilk karşılaşma anının %55’i dış görünüşümüze, %35’i kendimizi takdim edişimize, %10’u ise ne demek istediğimize gidiyor. Karşı tarafta yaratacağımız ilk algının büyük çoğunluğu nasıl göründüğümüzle ilgiliyse bu konuya biraz daha önem gösterebiliriz. 

Aynı araştırma bu ilk karşılaşma anında ilk gözümüze çarpanın renk olduğunu, vücut yapısı ve yüz tipinin sonraki sıralarda geldiğini de söylüyor. Bu durumda renklerin dilinin ne kadar önemli olduğunu unutmamız gerekiyor. 

Örneğin sarı renkli klasik bir elbiseyi siyah kemer, siyah ayakkabı ve hatta siyah bir ceketle birlikte kullandığımızda ne kadar agresif bir mesaj verdiğimizi biliyor muydunuz? 

Yani güçlü bir etkisi olan sarıyı en güçlü kontrast sağlayan siyahla kullandığımızda ortaya olduğumuzdan daha sert bir görüntü çıkabiliyor. Bir de düşünün bu tarz bir kombinle işe alım görüşmesi yapıldığını… Kuruma kazandırmaya çalıştığımız yeteneği korkuttuk.J

Şimdi birkaç püf nokta ile başlayalım: 

1. Kendini tanı: Ben kimim? Ne yapmaktan hoşlanırım? Hoşlanmadığım şeyler ne? Bu hayattaki amacım ne? Beni ne mutlu ya da mutsuz eder? Ne iş yapıyorum? Ne yapmak istiyorum? Hedeflerim? En önemlisi nasıl algılanmak istiyorum? gibi pek çok soruya cevap vermekle başlayın. Kişiliğinizi anlamak belki de en önemli basamak budur. 

2. Bedenini tanı: Vücudunuz size verilmiş en güzel armağan, onu iyi tanıyın. Omuzlarınız dik mi, düşük mü? Fazla kilonuz mu var? Vücudunuzda en çok hoşunuza giden ve en beğenmediğiniz yerler neresi? Bedeninizi iyi analiz yaparsanız size en çok yakışan parçaları bulmanız bir o kadar kolay olacaktır. 

Hemen burada herkesin zayıf olması gerekmediğini söylemek isterim. Bedenimizdeki hiçbir fazlalığı sadece giyim tarzımızla yok edemeyiz ama dikkati farklı bir noktaya çekebiliriz.  Mesela derin V yakalar, yarım kol üst parçalar, dikey çizgiler ve monokrom giyinmek sizi olduğunuzdan daha uzun gösterir. 

Bedenle uyumlu giyinmenin bir diğer altın kuralı da kullanacağımız aksesuar ve parçalarla vücudu orantılamak... Yani eğer basen bölgesi genişse vatkalı bir üst parça ile doğru oran yakalanabilir. 

Bedeninizi tanımanın en önemli noktalarından biri de doğru renk kullanımı. Herkesin her rengi giyebileceğini ve sadece doğru tonu bulmanın önemini savunan biri olarak şunu diyebilirim ki; cilt alt tonunuzu bulmalısınız. Yani eğer güneşte çabuk bronzlaşıyorsanız, damarlarınız yeşil renkteyse cilt alt tonunuz sıcak; tersi bir durum varsa soğuk renk grubuna sahipsiniz demektir.

Sıcak alt tonuna sahip kişiler içine sarı katılmış her rengi kullanabilirler. Soğuk alt tonuna sahip kişiler ise içine mavi katılmış renkler içinde gezinebilirler.

Soğuk ten rengine sahip iki ünlü örnek; Angeline Jolie ve Keanu Reeves 
Sıcak ten rengine sahip iki ünlü; Julie Roberts ve Johnny Deep

 

3. Gardırobunu tanı: Dolabınızı açın ve bakın. En çok hangi renkleri tercih ediyorsunuz? Kıyafetleriniz nasıl formlardan oluşuyor? Aksesuar seçiminde ne kullanıyorsunuz? Kısacası severek ve sevmeyerek giydiğiniz parçaları belirleyin. 

4. Trendleri tanı: Sanıldığının aksine trendleri takip etmek çok zor değil artık. Elimizde milyonlarca kaynak var. En azından sezonlarda ön plana çıkan parçalara ve aksesuarlara göz atın. Kendi tarzınıza o sezon trend olan bir aksesuar ekleyerek stilinizi çağın modası ve çalıştığınız kurumla bütünleştirebilirsiniz.

5. Eşini tanı: Kendi vücut tipinize en yakın, benzer özellikler taşıyan ve iyi giyindiğini bildiğiniz bir kişiyi takip edebilirsiniz. Tabii ki onun giydiklerini kopyalayın demiyorum ama hangi parçaları nasıl kullandığına bakmak size de fikir verebilir. Burada unutmamanız gereken şey; iyi görünmenin en büyük parçası kopyalamak değil, ilham aldığınız fikri kendi karakterinizle bütünleştirmek!

Giyim kodlarının giderek değiştiği, serbest giyim olgusuna geçiş yaptığımız günümüzde bazen nasıl giyineceğimizi bilemeyebiliriz.

Çok mu kurumsal ya da ne kadar rahat? Burada en dikkat edilmesi gereken konu çalıştığınız kurumun marka algısı ve kültürüyle beraber sizin yaptığınız işin tanımı ve pozisyonunuz oluyor. Kurum kültürü geleneksel bir yapıdaysa üzerinde floral desenlerin dikkat çektiği kırmızı bir elbise yanlış bir tercih olabilir. Ya da çalıştığınız kurumda giyim kodu olmasa da serbest giyim adına üzerinde baskı, yazı ve/ya sloganların olduğu, salaş hatta yırtık düz bir t-shirt kullanmanız dışarıya vereceğiniz mesajın yanlış anlaşılmasına sebep olabilir. Özellikle yaz aylarında terlik, sandalet gibi açık ayakkabılar kullanmak da ne olursa olsun çok hoş bir algı yaratmayabilir. 

Tüm bunlara ek olarak iş hayatınızda, bulunduğunuz ortam ya da bir toplantıda “nasıl bir mesaj vermek istediğinizi” bilmeniz de çok önemli. Örneğin bir toplantıda; çok ciddi, kararlı, güven verici hatta belli agresiflik düzeyinde görünmek istiyorsanız lacivert bir takım elbiseyi beyaz gömlekle kullanabilirsiniz. Mesajınızı biraz yumuşatmak isterseniz beyaz yerine mavi bir gömlek kullanabilirsiniz. 

Bu konuyu birkaç örnekle detaylandıralım: 

Nasıl Mesaj Vermek İstiyorsun?

Mesaj: Samimi, Yaklaşılabilir, Rahat

Sektör ve pozisyon: Medya, reklam, tekstil, sanat gibi giyim konusunda sıkı kuralların olmadığı sektör çalışanları

Uygun giyim:  Yüzü çevreleyen yaka detayı olan gömlek, polo yaka tişört ve bluzlar,

Dik yaka ince dokuma kazaklar

Hırka, bluz setleri ile uyumlu pantolon, etek, elbise
 

Mesaj: Otoriter, Ciddi, Mesafeli, Güvenilir

Sektör ve pozisyon: Hukuk, banka, denetim, sigorta, kamu daireleri; ön büro karşılama pozisyonlarında çalışanlar, üst düzey yöneticiler, otomobil, mücevher gibi lüks ürün satışında çalışanlar, tıbbi satış sorumluları. 

Uygun giyim: Klasik, kalıplı, formunu koruyan kıyafetler

Lacivert, antrasit, siyah takımlar ve eşlik eden beyaz gömlek

Beyaz, ekru, bej tonlarda takımla kontrast yapan bluzlar

Gabardin ya da yün krep gibi kumaştan kalıplı elbise, ceket takımlar

Düz, desensiz veya nokta gibi çok küçük desenli kravatlar
 

Mesaj: Ulaşılabilir, Uzlaşmacı, Güvenilir, Yaratıcı

Sektör ve pozisyon: Hizmet, hızlı tüketim, dayanıklı eşya gibi sektörlerde satış ve pazarlama ekipleri, eğitim ve danışmanlık alanında çalışanlar

Uygun giyim: Klasik rahat giyim, takım harici ceketli kombinler

Alt, üst farklı renklerde uyumlu kombinasyonlar

Lacivert blazer ceket ve gri ya da haki pantolon

Beyaz üzerine mavi çizgili gömlek ( kravatlı veya kravatsız)                            

Yapılan araştırmalar dahilinde bir çalışanın her gün evden çıkarken ortalama 26 dakikasını giyinmeye harcadığını düşünürsek aslında iyi görünmek ve doğru mesajı vermek için imaj yönetiminin ne kadar önemli olduğunu görebiliriz.

Son olarak kurumsal hayatın içinde olan bizler için dolabımızda olmazsa olmaz dediğimiz parçalara biraz değinmek gerekebilir. 

 

OLMAZSA OLMAZLAR

Erkekler için;

1. Lacivert ve antrasit takım elbise.

2. Birer gri ve bej pantolon.

3. Lacivert blazer ceket. 

4. Desenli ya da renkli bir spor ceket. 

5. Üç beyaz gömlek, üç mavi gömlek, iki beyaz üstü mavi çizgili gömlek.

6. Siyah, lacivert ve gri diz boyu çorap.

7. Siyah bağcıklı ayakkabı.

8. Siyah makosen.

9. Bir kahverengi ayakkabı ve ona uyumlu kemer.

10. Altı adet kravat (yakışan tonlarda bordo, mavi, mor, lacivert ve sarı gibi zeminlerde nokta ve çizgi desenli, siyah ince kravat)

11. Cüzdan.

12. Bahar için pardösü

13. Siyah, lacivert, antrasit ya da toprak tonlarında kaban. 

14. İki kanvas pantolon.

15. Spor giyim için iki adet çizgili ya da kareli, yakası düğmeli gömlek. 

16. İki polo yaka tişört.

17. Pamuklu ve yünlü süveter.

18. Haki, antrasit ya da lacivert tonlarında hırka.

19. Spor kemer.

20. Kullanılıyorsa koyu renk şemsiye. 

Kadınlar için; 

1. Açıklı koyulu yüksek kontrast yapabilecek iki adet ceket. Ceketlerinize uygun etek, pantolon.

2. Farklı yaka tiplerinde beyaz gömlek. 

3. Farklı yaka tiplerinde takımlarım içine giyilebilecek viskon bluz.

4. Merserize ya da kaşmir hırka.

5. Gri, antrasit, lacivert ve siyah tonlarında klasik kesimli takım elbise

6. Tek siyah pantolon.

7. Tek siyah etek.

8. Siyah elbise. 

9. Vücut yapınıza uygunsa anvelop elbise. 

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024