0
Eğitim ve gelişimin geleceği
Özellikle teknolojinin yaygın kullanımıyla beraber şirketlerde teknoloji maliyetini düşürmek için farklı şirket ortaklıkları gündeme gelecektir. Salt eğitimde teknoloji kullanımının maliyetini düşürmeyi hedefleyen bu tür ortaklıklar da farklı bölgelere dağılmış çalışanlara ulaşımı kolaylaştıracaktır.
Entellektüel sermaye eğitim fonksiyonunda kendisini daha çok hissettirecek
Yeni teknolojiler, şirketlerin öğrenen organizasyon yapısını benimsemelerini zorunlu kılacaktır. Bu yönüyle de entelektüel sermayenin yaratıcılığı ve bilgileri önemli değer haline gelecektir. Farklı bilgilere ulaşmak ya da çoğumuzun örnek olay olarak adlandırdığımız günlük olayların bilgisi bilgi bankalarında depolanacaktır. Özellikle süreç odaklılıktan sonuç odaklılığa geçiş yaklaşımı çerçevesinde şirketler de bilgi yönetimi, bilgiyi kullanma konusunda online hizmet ağına geçiş yapacaklardır. Bunun eğitimciler üzerine yansıması, eğitimcilerin teknolojik olarak eğitimli olmaları anlamındadır.
Eğitim birimleri beceri ve bilgi transferini şirket stratejilerine yansıtacak
Eğitim birimleri bir İnsan Kaynakları alt fonksiyon birimi olarak şirketin stratejilerinin belirlenmesinde söz sahibi olacaktır. Şirket stratejilerinin gerçekleşmesi için faaliyet planlarının uygulanmasında destek birim olarak görev yapmaktan yavaş yavaş uzaklaşarak, strateji oluşturan birimler haline döneceklerdir. Şu anda sancısı çekilen iş hedefleri ile çalışan ve takım performansı arasındaki ilişkiyi kurmak yönelimli eğitimler yerini iş hedefi belirleyecek çalışanlar ve takımlar oluşturma eğitimlerine bırakacaktır. Burada şüphesiz ki sanal ortamlı eğitimlerden daha fazla destek alınacaktır.
Dış tedarikçiler çözüm ortağı olarak daha çok yer alacaklar
Eğitim bölümleri, eğitimlere talebin artması,şirket stratejilerinin yetkinliklerle örtüşmesini sağlamak için birey geliştirme ve coaching programlarına ihtiyaç duyulmasından dolayı dış tedarikçilerle daha fazla çalışma gereği hissedecektir. Eğitim bölümleri küçülerek sinerji yaratma felsefesiyle eğitim tasarlamaktan daha çok kendi ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanmış eğitimleri tercih edeceklerdir. Böylelikle her iki taraftaki eğitimcilerin iş ve davranış bilgisi konusunda yetkinlikleri ve kaliteleri artacaktır.
Eğitim birimleri değişime yön verecekler
Eğitim birimleri özellikle değişim sürecinde etkin olarak kendilerini duyuracaklardır. Değişimin çalışanlar, kaynaklar ve süreçler üzerindeki etkilerini olumlu yöne çevirme çabalarında eğitim birimleri farklı görevler üstleneceklerdir. Örneğin; değişime direnci yönetme, geçişi yönetme ve aktif şirket politikalarına yön verme konusunda kilit iş ortağı olarak yer alacaklardır. Eğitim birimleri olarak aynı zamanda üst yönetim komitelerinde insan kaynakları birimlerinin yer almasıyla temsil edileceklerdir.
Yetkinlik geliştirmeden yetenek ortaya çıkarmaya yönelecekler
Eğitim birimleri salt yetkinlikler geliştirmek için değil yetenekleri keşfetmek ve bu yetenekleri iş ortamına entegre etmek için çalışmalar yapacaklardır. Çalışanlar varolan yetkinliklerinin yanı sıra yeni yetkinlikler elde etmek ya da yeteneklerini geliştirmek için eğitim programlarına katılacaklardır. Özellikle yetenek demodeliği denen herkesi standartlaştırmaya götüren uygulamalar yerini bireye özgü sürekli eğitim modellerine bırakacaktır. (Bu konuyu 5 yıl önce de tartışıyorduk hala tartışıyoruz. Ümit ederim sürekli ve bireye özgü öğrenme modelini hayata çabuk geçiririz. Bunu uygulayan şirketler bu arzunun dışında tutulmuştur.)
Eğiticilerin rolleri farklılaşacak
Bu gelişmeler eğiticilerin rollerini de değiştirecektir. Eğiticiler özellikle Analiz/sentez, geliştirme, stratejist, rehber, coach rollerini sürekli sergileyeceklerdir.Bu roller için de özellikle endüstriyi anlama, rekabet stratejisi oluşturma, araştırmada kantitatif yöntemler, yetişkin öğrenimini anlama, yetki devretme becerileri, coachluk becerileri, bilgisayar becerileri, proje yönetimi, süreç yönetimi gibi yetkinliklerini geliştirmek yönüne gideceklerdir.
Işıl Dayıoğlu Aslan
Masters Training International
