Editörden: O kadar çok çalışıyor ki kıyamam…
Sizce şirketlerde en çok rahatsızlık duyulan kişiler kimlerdir? Çalışan tarafından söylenecek yanıtlardan biri: İmaj çalışanlar olabilir mi? Kim bu imaj çalışanlar? Hani her kurumda olan kişiler…
Bu tipler pek çalışmaz ama çok çalışıyor görünür, sürekli fikirleri vardır ama bunlar, başkalarının işlerine dair fikirlerdir, çok yaratıcı görünürler ama aynı fikr-i üretim girdabının içinde dolanıp dururlar, her toplantı veya konuşmada sürekli çok yoğun olduklarını belirtirler. İnanılmaz başarılı iş insanı gibi davranırlar. Yaptıkları sıradan günlük işleri bile o kadar abartarak anlatırlar ki bir e-posta atmanın veya bir tuşa basmanın bile bu kadar önemli olduğuna daha önce hiç tanık olmamış gibi hayret ve ibret ile izlersiniz.
Aşırı yoğunluğu(?) ile yöneticinin gözdesi olan ‘imaj çalışan’ için iş ‘sonuca’ gelince ‘hoş geldin başarısızlık’! Ama her başarısızlıklarına da bir bahaneleri vardır ve o bahanelerin ucu da ‘gerçek’ çalışana ve ‘ama’ya dayanır. Kurum açısından buradaki asıl felaket noktası; bu ‘ama’lara ikna olan yöneticiler ve bu yöneticilerin bağlılık ve motivasyonları düşen gerçek çalışanlarıdır. Çünkü en ufak başarıda bile ödüllendirilen ve takdir edilen imaj çalışanın bu başarısızlığının bedelini ödeyenler takdir kavramına yabancı olan gerçek çalışanlar olur.
Lider ve şirketlerin oturup şuna karar vermesi gerekiyor: Biz neye değer veriyoruz ama aslında neye değer vermeliyiz? Bize yarını gösterebilecek değer kim veya ne? Uçurumun eşiğine geldiğimizde bizi kurtaracak çalışan kim olacak?
Bir içecek markasının reklamında dediği gibi ‘imaj hiçbir şey, susuzluk her şey’… İmajlar ile çalışan bir şirketin susuzluğu gideren çalışanları küstürdüğü bir eko-sistemin ayakta kalması mümkün değil! O çalışanları tekrar işe bağlamak ise lider için açılması zor bir düğümdür! Çünkü o lider, tutum ve davranışlarıyla demotivasyonun kitabını yazmışken hangi çılgın motivasyon aktivitesi bu zinciri kıracak? Bir düşünmek gerekiyor!
İyi okumalar,