Editörden... Kurumsal hafızanızla yüzleşmekten korkmayın!


 Yukarıdaki başlık size birşey hatırlatıyor mu?
Genelde entelektüel kesimi toplumdaki balık hafıza sorunu karşısında çileden çıkaran feryat olabilir mi?

 
Başarılar, başarısızlıklar, dönüm noktaları, hayal kırıklıkları ve hatalar… Bunlar insan ve toplum hayatının heveskarlıkla beslediği büyüttüğü kelimelerdir. Bölük pörçük başarıların kahramanları, hafızanın yokluğunun en mesut evladı olan popüler hayatın kollarında nasıl da cengaverlik edasıyla memlekette nara atarlar, değil mi? ‘Ben başardım, biz başardık’ cümleleri ne güzel gelir insanın kulağına... Ama bu kadar da hafızasızlık olmaz ki diyenlerin gölgeleri ‘toplumsal travma’nın karanlığında kaybolup gider, malum karanlıklar gölgeleri saklarmış.

Ama bizler sadece bu toplumun değil, aynı zamanda farklı kurumların bireyleri olarak bu hayatta salınıp durmuyor muyuz? Toplumsal hafızanın yokluğundan yakınırken kurumsal hafızanız ne durumda? Toplumsal travmaya neden olan ‘toplumsal hafıza’sızlıktaki gibi kurumsal hafızasızlığın da hiç atlatamayacağınız bir kurumsal travmaya neden olabileceğine hiç şahit olmadınız mı?

Kurumsal hafızanız olmak zorunda! Bu hafıza başarıları, hataları ve başarısızlıkları belleğinizde tutmanıza yardım eder. Evet, hem bireysel hem kurumsal hem de toplumsal hafızadan kaçıyoruz. Aslında biz başarısızlıktan kaçıyoruz! Biz başarısızlıktan korkan bir toplumuz. En önemli ve öngörülü ders çıkarmalardan bazılarının yaşanan başarılara kıyasla başarısızlıklardan gelme ihtimalinin daha yüksek olduğunu bilmiyoruz. Biz başarısızlığı ve hatayı sevmiyoruz ama yapmakta da üstümüze yoktur, çünkü hatırlamayı sevmiyoruz. Dün yaptım ama bugün yok ve onu hatırlayacak hafıza da yok…

Kurumsal hafızanın geliştirilmesi bir zorunluluktur. Aksi halde, aynı hataları tekrarlar durursunuz ve onlardan hiçbir ders almazsınız. Gerçeklerle boy ölçüşmeye ve başarısızlıkların bize sunduğu o müthiş fırsatı kaçırmamak zorundayız. Tabii ki, burada sadece bir kişinin kurumsal hafızayı canlı tutması veya ondan ders çıkarması mümkün değil. Eğer içinde bulunduğunuz şirket de aynı dersleri çıkarmıyorsa sizin için de kişisel bazda bir şeyler öğrenmiş olmanın hiçbir anlamı yoktur. Burada kurumsal bir öğrenme süreci yaratıyorsunuz. Yani bir tür kurumsal bir hafıza yaratmış oluyorsunuz. Toplumsal hafızanın zayıflığından yakınan ve onun ceremesini çeken bir toplumun evlatları olarak bu ‘hafıza’ mevzusunun önemini bizden iyi bilen de olmaz heralde…

Hatalarınızın sorumluluğunu üstlenmeniz ve hafızanızın güçlü olması yeterli değildir. Önemli olan başarısızlıkları öğrenmeye dönüştüren ve sürekli iyileştirmeye liderlik yapan ve içinde kurumsal hafızayı da barındıran bir kültür yaratmaktır. Eğer şirket lideri bunu yapmıyorsa o zaman bu kültürün oturtulması çok zordur. Değişim ve sürekli iyileştirme için bir kurumsal hafıza ve açıklık kültürü yaratılması kritiktir. Başarısızlığın insanlara gelişim fırsatı sunan inanılmaz bir olgu olduğunu düşünenlerdenim. Zira, onlara böyle bakmadığınız müddetçe başarısızlıktan ders çıkaramazsınız, gelişemezsiniz ve şirketiniz de daha iyiye doğru gidemez. İşte, bu başarısızlığı da kurumsal hafıza daha doğru hazineden bulabilirsiniz.

 

Gülcan Çağlar Çalışkan 
Genel Yayın Yönetmeni 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)