25 yıldır buradayız!


HRdergi olarak bu sayı ile birlikte 25. yaşımızı kutluyoruz. 25 yıl boyunca bizlere destek olan siz okurlarımıza teşekkür ederiz. 18 yıldan beri görev aldığım HRdergi’nin bu yaşına tanık olmak benim için inanılmaz bir gurur… Tüm zorluklara, değişime, krizlere rağmen aralıksız olarak yayınlanmak da HRdergi’nin bir ayrıcalığı diye düşünüyorum. Gerimizde binlerce makale, söyleşi, yüzlerce konferans bırakarak yolumuza devam ediyoruz. 25 yıl boyunca İK’nın geçirdiği tüm değişim ve dönüşüme tanıklık eden bir yayın olarak Türkiye’de İK’nın en yakın yol arkadaşı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu ay sizler için 25. yaşımıza özel bir zaman tüneli haberi yaptık. 1996’dan bu yana neler konuşmuşuz, nelere kafa yormuşuz diye merak ederseniz bu haberimizi mutlaka okuyun derim. 

Yayın hayatımız boyunca İK’nın ve iş dünyasının tüm değişimine tanıklık ettik ama şu son iki yıldır geçtiğimiz süreci yaşayacağımız aklımıza gelmezdi. Sadece bir haftada tüm iş hayatı değişti. Birden ofisler boşaldı, “uzaktan çalışma, hibrit çalışma, mobil çalışma, esnek çalışma” hayatın merkezine oturdu. Çalışan deneyimi konusunda bir devrim yaşandı. “İş’in Geleceği” diye konuştuğumuz, önümüzdeki 10 yılda yavaş yavaş değişeceğini söylediğimiz her şey bırakın 10 yılı, 10 günde gerçekleşti. VUCA dünyasını tüm gerçekliğiyle yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. 

Geleneksel İK ve yönetim modellerinin tüm geçerliliğini kaybettiği, sürekli değişen ve belirsiz koşullara hızla cevap verebilen esnek bir anlayışın hakim olduğu bir İK’ya ihtiyaç duyulan bir sürece girdik. İK’nın bu değişimi şirketlerin yetenek anlayışını da değiştirdi. McKinsey ve IPSOS’un yaptığı araştırmaya göre; yeni nesil yetkinliklerde %44 oranında teknolojik becerilerin öne çıkması beklenirken, kadınların da %35 ile sosyal ve duygusal becerilerin gelişmesini beklediklerinin altı çiziliyor. Ve daha da önemlisi, yeni çalışma modellerinde uyum yeteneği de en az teknolojik yetenekler kadar kritik görülüyor ve tüm çalışanların iş geleceği için iletişim ve uyum yeteneklerinin geliştirilmesi gerekiyor. Sözün özü; içinde insan olan her dönüşümün sonu, duyguya varıyor. Teknolojik yetkinlikler elbette her geçen gün biraz daha önem kazanıyor ama ‘insan yönetimi’nde insana dokunmayan hiçbir dönüşüm başarıya ulaşmayacaktır. 

Editör Notu: 10 Kasım 1938… Güneşin sonsuzluğuyla tanıştığımız gün... Aydınlığını özlediğimiz, yaşattığı gururu sol yanımızdan eksik etmediğimiz, bize ‘her geçen gün biraz daha özlüyoruz’ cümlesini kurduran, yoksul ve çaresiz halkıyla emperyalizme meydan okuyan Mustafa Kemal Atatürk! Bizde her yol sana çıkıyor! 

İyi okumalar, 

 

Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni 

 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)