SAP Güney Avrupa İK Direktörü Hande Genç: “Geleceğin İK’sı daha esnek, veri odaklı ve kapsayıcı olacak”



İş dünyası, dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojilerin etkisiyle köklü bir dönüşüm geçirirken, İnsan Kaynakları alanı da bu değişimin merkezinde yer alıyor. Günümüzde yetenekleri çekmek ve elde tutmak her zamankinden daha zor, çalışan deneyimi ise şirketlerin en kritik önceliklerinden biri haline gelmiş durumda. Peki, büyük bir teknoloji şirketi olan SAP, bu dönüşüme nasıl yön veriyor? Çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında nasıl bir kültür oluşturuyor? Yapay zekâ İK süreçlerinde gerçekten bir devrim mi yaratıyor, yoksa bu sadece bir trend mi?

SAP Güney Avrupa İK Direktörü Hande Genç ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, SAP’nin bölgesel dinamiklere nasıl uyum sağladığını, yetenek savaşlarında nasıl bir fark yarattığını ve geleceğin İK dünyasına dair öngörülerini konuştuk. 

Dijitalleşmenin İK üzerindeki etkilerinden çalışan mutluluğuna, sosyal sorumluluk projelerinden iş-yaşam dengesine kadar birçok önemli konuyu ele aldığımız bu söyleşide, İnsan Kaynakları’nın geleceğine dair çarpıcı değerlendirmeler bulacaksınız.

SAP olarak İnsan Kaynakları stratejinizi belirlerken Güney Avrupa ve Türkiye’de nasıl bir yol haritası izliyorsunuz? Bölgesel farklılıkları nasıl yönetiyorsunuz?

Bölgemizdeki kültür, ekonomi ve mevzuat farklılıklarını dikkate alarak şirketimizin değerlerini koruyan, ancak yerel dinamiklere de uyum sağlayan bir strateji benimsiyoruz. Yetkinlik bazlı insan kaynağı yönetimi, küresel standartlarla lokal esnekliği dengeleyen bir modelimiz var. Veri odaklı karar alma, çalışan deneyimini önceliklendirme ve kapsayıcı bir liderlik anlayışıyla, her ülkenin özgün ihtiyaçlarına göre çözümler geliştiriyoruz. 2025 yılı içinde SAP olarak Reuters'ın, küresel finansal altyapı ve veri sağlayıcısı LSEG Workspace verilerini kullanarak yaptığı değerlendirmeye göre Avrupa’nın en değerli şirketi seçildik.

Teknolojiyle iç içe bir şirket olarak, yapay zekâ ve dijitalleşme İK süreçlerinizi nasıl etkiliyor? Gerçekten bir devrim mi yaşıyoruz, yoksa abartılıyor mu?

Yapay zekâ ve dijitalleşme, İK dünyasında operasyonel süreçleri otomatikleştirerek İnsan Kaynakları profesyonellerinin daha katma değerli işlere odaklanmasını sağlıyor. İK kararlarını, yapay zekâ destekli yetenek kazanımı, çalışan deneyimi platformları ve öngörüsel analizlerle destekliyoruz. Ancak bu teknolojiler insan dokunuşunun yerini almaktan çok, stratejik yönetimi güçlendiren birer araç olarak görülmelidir.

İş dünyasında yetenek savaşları her geçen gün kızışıyor. SAP olarak yetenekleri çekmek ve elde tutmak için nasıl bir fark yaratıyorsunuz?

Yetenekleri çekmek ve elde tutmak için şeffaf kariyer yolları, anlam odaklı bir çalışan deneyimi ve liderlik gelişim programları sunuyoruz. Yetenek haritalama sistemleri, şirket içi mobilite uygulamaları ve çalışanların sürekli gelişimini destekleyen eğitim programlarıyla, onların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyoruz.

SAP’de çalışmayı özel kılan şeyler neler? Çalışan bağlılığını artırmak ve mutlu bir iş ortamı yaratmak için hangi adımları atıyorsunuz?

SAP, çalışanlarına kapsayıcı ve yenilikçi bir iş ortamı sunarak fark yaratıyor. Esnek çalışma saatleri, çalışan destek programları ve iş-yaşam dengesini önceliklendiren uygulamalarımızla çalışanlarımızın iyi olma halini destekliyoruz. Açık iletişim ve geri bildirim kültürünü teşvik eden liderlik anlayışımız sayesinde, herkesin sesinin duyulduğu bir çalışma ortamı oluşturuyoruz. Kapsamlı yan hak paketleri, kişiselleştirilmiş kariyer gelişim fırsatları ve bireysel gelişimi destekleyen programlarla çalışanlarımızın hem profesyonel hem de kişisel olarak büyümelerine olanak tanıyoruz. SAP’de çalışma ortamı, sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda herkesin gelişebileceği ve kendini ait hissedebileceği bir ekosistem olarak tasarlanıyor.

Çeşitlilik ve kapsayıcılık artık bir ‘olsa iyi olur’ değil, ‘olmazsa olmaz’ konu haline geldi. SAP’de bu alanlarda nasıl bir kültür yaratıyorsunuz?

İşteki başarının çeşitlilik ve kapsayıcılık çabalarına derinden bağlı olduğunan inanıyor, çeşitlilik ve kapsayıcılığı yalnızca bir hedef değil, işimizin temel taşlarından biri olarak görüyoruz. Kapsayıcı liderlik programları, eşitlik odaklı kariyer gelişimi ve bilinçsiz önyargı eğitimleriyle çalışanlarımızın farklılıklarından güç alarak daha yenilikçi ve kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratıyoruz. SAP’de her çalışanın kendini güvende ve değerli hissedeceği bir kültür oluşturmayı önceliklendiriyoruz. Bu doğrultuda, yöne- ticilerimizle ve çalışanlarımızla birlikte psikolojik güvenliği artırmaya yönelik çalıştaylar düzenliyor ve farklı yeteneklere sahip bireyleri destekleyen projeleri teşvik ediyoruz.

Ayrıca, şirket içinde çeşitli çalışan gruplarının inisiyatiflerine aktif olarak destek veriyoruz. Dünyanın en kapsayıcı şirketlerinden biri olan SAP, global olarak şirket içindeki kadın lider oranını son 10 yılda %30’a çıkardı. SAP Türkiye ofisinde ise kadın lider oranı %43 ve tüm çalışanlar arasındaki kadın çalışan oranı %49. SAP’nin 97 ülkedeki 15 binden fazla çalışanının üye olduğu, kurum içindeki en büyük çalışan topluluğu olan BWN aracılığıyla da kadın işgücünün artmasını ve kariyer gelişimini daha da yoğun destekliyoruz.

Çalışanların iş dışında da iyi hissetmesi, mental olarak desteklenmesi günümüzde çok önemli. SAP’de bu alanda nasıl çalışmalar yapılıyor?

Çalışanların psikolojik refahına yönelik uygulamalar, günümüzün rekabetçi, başarılı ve insan odaklı işletmelerindeki temel beklentiler arasında. Biz de SAP’de, çalışanlarımızın fiziksel ve zihinsel sağlıklarını desteklemek amacıyla Global Health & Wellbeing çatısı altında birçok girişim yürütüyoruz. “Run Healthy” stratejimiz kapsamında, işyerinde sağlıklı kültürü teşvik eden esnek yan haklar sunuyor, liderlerimizi “Sağlıklı Liderlik” programlarıyla bilinçlendiriyoruz.

Mental sağlık farkındalığını artırmak, psikolojik güvenliği sağlamak ve iş-yaşam dengesini desteklemek için çeşitli eğitimler ve farkındalık kampanyaları düzenliyoruz. Ayrıca, ofis içinde ergonomi denetimleri, düzenli sağlık taramaları, meditasyon ve stres yönetimi programları gibi çalışanlarımızın sağlığını destekleyen inisiyatiflerimiz bulunuyor.

İK’nın sadece çalışanlarla değil, toplumla da bir bağı var. SAP’nin sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularındaki İK yaklaşımı nasıl?

SAP, topluma katkıyı bir sorumluluk olarak görüyor. Global Health & Wellbeing programımız kapsamında, yerel yönetimlerle iş birliği yaparak acil durum yönetimi ve sağlık & güvenlik düzenlemelerine uygunluk konularında aktif rol oynuyoruz.

Ayrıca, kan bağışı kampanyaları, acil durum eğitimleri (yangın, tahliye, ilk yardım) ve trafik güvenliği eğitimleri gibi toplumsal fayda sağlayan projeleri destekliyoruz. Çalışanlarımızın sağlık ve güvenliği için düzenlediğimiz kapsamlı programların yanı sıra, şirket içinde farkındalık artıran seminerler ve destek hizmetleri sunarak toplumsal sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.

Geleceğin İK’sı sizce nasıl olacak? Bugün konuştuğumuz hangi konular birkaç yıl sonra bambaşka bir hal alacak?

Gelecekte İK, daha fazla veri odaklı, kişiselleştirilmiş ve esnek olacak. Dijital dönüşüm ve yapay zekânın yaygınlaşmasıyla, stratejik karar alma ve çalışan deneyimi alanlarında dönüşümler bekliyoruz. Ancak geleceğin İK’sında en önemli konular sadece teknolojiyle sınırlı kalmayacak; çalışan sağlığı, psikolojik güvenlik ve iş-yaşam dengesi gibi faktörler daha da ön plana çıkacak.

Şirketlerin, sadece çalışanların verimliliğini değil, onların bütünsel iyi olma halini de desteklemesi gerekecek. Bu kapsamda, işyerinde ve uzaktan çalışmanın hayatımıza girmesiyle evlerde ergonomi ve güvenlikten, mental sağlık ve stres yönetimine kadar geniş bir yelpazede politikalar geliştirmenin kritik olacağını öngörüyoruz.

(*) Kaynak: https://www.reuters.com/ technology/germanys-sap-overtakes- novo-nordisk-europes-largest- company-2025-03-24

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)