"İnsan odaklı çalışma kültürümüzle çalışanlarımıza bütünsel bir deneyim sunuyoruz"


Bayer, insan odaklı ve çok sesli çalışma anlayışını 160 yıllık global çalışma kültürünün bir parçası olarak görüyor. Türkiye’deki İnsan Kaynakları politikalarını, global dinamiklere ve değişimlere hızla adapte olabilen, çevik, yetki ve sorumluluk almayı teşvik eden, yalın bir çalışma anlayışıyla sürdürüyor. 
Her kademedeki çalışanların farklı bakış açılarına sahip olması ve özgürce fikirlerini dile getirebilmesi, Bayer’in iş kültürünün temelini oluşturuyor. Her alanda çeşitlilik, kapsayıcılık, ortak akıl ve eşitlik kültürünü teşvik eden Bayer, yetkinlik temelli, farklılıklardan beslenen, çok sesli ve şeffaf bir çalışma zeminini destekliyor. Tüm bunları ve daha fazlasını Bayer Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Osman Demirel’den dinledik.

Günümüz iş dünyasında her alandaki hızlı değişim ve yeniden öğrenme ihtiyacının getirdiği gereklilikler, şirketlerin ekonomik ve fiziki sermayelerinden de önce, ilk sıraya çalışanlarını koymalarına neden oluyor. Aynı zamanda tarihte ilk defa beş farklı kuşağın çalışma hayatında olduğu bir döneme tanıklık ediyoruz. Dolayısıyla kuşaklar arasındaki algı farklılıklarının, farklı iş değerlerinin, farklı beklenti ve ihtiyaçların karşılanması ve bunların iş başarısını sağlayacak bir sinerjiyle birbirini beslemesi için yeni çalışma modellerinin geliştirilmesi gerekiyor.

Bu çerçevede, şirketler için insan kay- naklarının etkin yönetimi eskisinden daha önemli hale geldi. Şirket hedefleri doğrultusunda ve bir işveren markası olarak, motivasyonu sağlamak, sinerji yaratmak ve yeteneği elde tutmak son derece kritik. Bayer Türkiye olarak, global kültürümüzden gelen, dinamiklere ve değişimlere hızla adapte olabilen, çevik, yetki ve sorumluluk almaya teşvik eden, insan odaklı bir çalışma anlayışına sahibiz. Çalışma kültürümüzle tüm çalışma arkadaşlarımıza bütünsel bir deneyim sunuyor ve başarımızın anahtarının, operasyonlarımızda olduğu gibi, organizasyon yapımızda da yalınlık ve verimlilik olduğuna inanıyoruz.

Çalışanlarımızın yaşam deneyimleri, bilgileri, benzersiz yetenekleri, kültürümüzün, itibarımızın ve Bayer'in başarısının önemli bir bölümünü temsil ediyor. Ortak aklı, çok sesli ve şeffaf bir çalışma zeminini benimseyen bir şirket olarak çalışan bağlılığını korumak en büyük önceliğimiz. 

Türkiye, Bayer içinde yetenek ihraç eden bir ülke konumuna geldi

Bayer’in 160 yıllık köklü tecrübesi ve “Herkes için sağlık, Sıfır açlık” misyonumuzla, sağlık ve tarım konularında karşı karşıya kalınan sorunlara çözüm bulmak ve bilimin ışığında daha iyi bir yaşam oluşturmak için çalışıyoruz. Odağı “insan’’ olan bir şirketiz. İnsan Kaynakları stratejimizin çatısını çeviklik ve çalışanı merkeze koyan uygulamalarla sağlamlaştırıyoruz. Yeteneklerin işe alınması, geliştirilmesi ve potansiyellerini en üst düzeyde işe yansıtmaları için gelişimlerini desteklemeye, fırsatlar yaratmaya çalışıyoruz.

Küresel şirket olmanın avantajıyla, global atamalar ve görevlendirmelerle çalışanlarımızın yeni vizyonlar kazanmalarına, kariyerlerini geliştirmelerine olanak sağlıyoruz. Potansiyel yeteneklerini gösteren, uluslararası görevlere açık ve istekli olan çalışanlarımız, şirket içerisindeki uluslararası pozisyonları takip edebiliyor ve uygun gördüklerine başvuru yapabiliyor. Çalışanlarımız için büyük bir gelişim fırsatı olarak gördüğümüz bu sistem ile uluslararası sahada çalışan ve deneyimlerini çok daha farklı bir boyuta taşıyarak ülkemize daha üst pozisyonlarda dönen arkadaşlarımız oluyor. Son 10 yıl içerisinde 100’ün üzerinde çalışma arkadaşımız uluslararası alanda önemli rollere atandı. Böylece Türkiye, Bayer içinde yetenek ihraç eden bir ülke konumuna geldi.

Şirket kültürü, çalışan bağlılığını doğrudan etkiliyor

Bayer güçlü bir “İşveren Markası” imajına sahip. Bu imajı sağlayan yaklaşımlarımıza baktığımızda da özellikle öne çıkan “Bakış Açısı ve Kültür", “Uluslararası ve Lokal Kariyer İmkânları”, “Hibrit Çalışma ve Ofis Ortamı”, “Çeşitlilik ve Katılım” ve “Yüksek Performans Kültürü” olmak üzere beş bileşeni söyleyebiliriz.

Bayer’in çalışanların sağlığını ve güvenliğini önceliklendiren tutumu; esnek çalışma modellerine olan bakışı, adil ve saygılı, güvene dayalı çalışma ortamı, bilimle insanlık adına fayda üreten bir şirket olarak toplumsal duruşu ve tüm bunların günlük iş yaşantısına ve ilişkilere yansıma pratiği, çalışan bağlılığını pozitif yönde etkileyen özelliklerimiz.

Binden fazla çalışma arkadaşımızla Bayer Türkiye’nin yarınını şekillendirirken, onlardan gelen talepleri ve geri bildirimleri önemsiyoruz. Her projede süreci ve ihtiyaçları çalışanlarımızla beraber yönetiyoruz. Çalışanlarımızın beklentilerini değerlendirirken çalışma kültürümüz, değerlerimiz ve aynı zamanda çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık yaklaşımımız da bizlere yol gösteriyor.

Öte yandan kadınların güçlenmesini de bir toplumsal refah meselesi olarak görüyoruz. Gerek mesleki ve kişisel gelişime yönelik eğitimlerle, iş fırsatlarıyla, gerekse yan haklarla hem lokal hem global çapta kariyer yollarını onlar için sonuna kadar açıyoruz. Bayer içinde 2030 yılına kadar tüm yönetim seviyelerinde kademeli olarak cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefliyoruz.

“Herkes için sağlık, Sıfır açlık” misyonumuzun etrafında kenetleniyoruz

Çalışan bağlılığı kendi içinde birçok farklı alt başlığı içeren ve herkes için farklı değerleri barındıran bir konu. Herkesin içinde anlam bulduğu ve en iyi versiyonlarını ortaya koyabileceği bir şirket kültürü ve çalışma ortamı yaratmanın çalışan bağlılığını doğrudan etkilediğine inanıyoruz. Hem bugünün hem de geleceğin yeteneklerini cezbetmede şirketlerin bir amaç edinmesi oldukça önemli.

Özellikle genç jenerasyon, ‘nerede’, ‘nasıl’ çalıştığından ziyade, ‘neden’ çalıştığını sorguluyor. Bir amaç ve anlam arayışı söz konusu. Bu bağlamda Bayer’in “Herkes için sağlık, Sıfır açlık” misyonu ve “Daha İyi Bir Yaşam için Bilim” amacı etrafında şekillenen tüm faaliyetleri, çalışanlarımızın yaptıkları işte ve topluma sundukları katkıda daha büyük anlamlar bulmasını sağlıyor.

Geleceğin yöneticileri olacak Z jenerasyonu bu konuda net bir duruş sergiliyor. Çalışacakları şirketlerin bireysel hak ve özgürlüklere saygılı olmasını, gerçekleştirdiği projelerle sosyal etki yaratmasını ve toplumu ilgilendiren sorunları dert edinmesini değerli görüyor. Biz de sosyal etki yaratmanın gücüne inanıyoruz. Bir araya gelerek daha büyük farkındalıklar oluşturabileceğimizi göstermek adına 5 Kasım’da dünyanın kıtalar arası koşulan tek maratonu olan 45. İstanbul Maratonu’na çalışma arkadaşlarımızla beraber iyilik peşinde koşmak ve umutları çoğaltmak için katıldık.

Çalışma arkadaşlarımızın en değerli anlarında yanlarındayız

Bir işveren markası olarak çalışan bağlılığını devam ettirme ve yüksek motivasyon sağlama noktasında üzerimize her zamankinden daha çok görev düştüğünün farkındayız, dolayısıyla çalışma arkadaşlarımızın yaşamını kolaylaştıran uygulamaları hayata geçirmeyi sürdürüyoruz. Yan haklarımızı da genişleterek çalışma arkadaşlarımızın hayatlarına değer katmaya ve en değerli anlarda yanlarında olmaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda babalık, evlilik, doğum günü ve gönüllülük izinlerimiz bulunuyor. Her daim çalışanlarımızın sağladığı değerli katkılarla çalışma kültürümüzü geliştirmeye ve çevik yöntemlerle ilerlemeye devam edeceğiz.

 

Haberi pdf olarak okumak için görsele tıklayın. 

 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)