Bir organizasyonun yenilikçi olması ve pazara yeni ürünler sunması neden önemlidir?

Şirketlerin yaptığı yenilik; takımları bir araya getirme şekline dayanıyor. Bu şirketlerde kurulan ekiplerde yazılımcılar, mühendisler, pazarlamacılar ve içerik geliştiriciler yer alıyor. Yeni fikir üretiminde sadece ekibin beyin takımı değil herkes söz sahibi olabiliyor. Sonuç olarak, Apple veya Google pazara rakiplerinden daha hızlı, yenilikçi ve yeni çözümler sunabiliyor. Farklı segmentleri hedeflemek ve bu segmentlere yönelik pazarlama yöntemlerine girişmek bugünkü başarı öyküsünün temellerini oluşturuyor. 

Pazar ve bağımsız segmentlerin farkında olmak kritik öneme sahiptir. Sadece yenilikçi olabilmek için sağlıklı yürüyen bir iş sahasından vazgeçmemelisiniz. İç ve dış ortamların farkında olmak yönetimlerin fırsatları görmesini ve riskleri belirleyip, değerlendirmesini sağlar. Aşağıdaki sorular üzerine, ekibinizle fikir alışverişinizde bulunmanız yenilikçi ve en beğenilen şirketlerin sırlarını çözmenize yardımcı olabilir: 

Bir organizasyonun; yenilikçi olması ve pazara yeni ürünler sunması neden önemlidir? Tüm bunlar, müşteriye yansıyan maliyeti değiştirir mi? Bu iyi mi, kötü müdür? Pazarlama stratejileri bir şirketin, müşterilerinin değişime açıklığını anlamasına nasıl yardım eder?

Bireysel çalışmak ya da bir ekibe dahil olmak size yardımcı oluyor mu? Neden? 

Neden bazı kişiler diğerlerinden daha az yaratıcı? 

Daha yaratıcı olabilir misiniz? Nasıl? 

Yanıtlarınız, şirketlere uyarlanabilir mi? Öyleyse, nasıl?

Coca – Cola her yıl aralıksız en beğenilen küresel şirketler listesinde yer alıyor. Bu şirket nasıl yenilikçi olabiliyor? Hangi yeni ürünler piyasaya sürüldü? Coca – Cola bu kadar uzun bir zaman dilimi içinde (1920 – 1960) hemen hiç değişiklik yapmadan sadece birkaç temel ürünle nasıl bu denli başarılı olabildi? Şirket, bunu bugün de yapabilir miydi? Neden? Pazar ne kadar değişti? 

20’nci yüzyılın ilk yarısı için potansiyel pazar segmentlerinin bir listesini yapın. İkinci yarı için ise bir başka liste hazırlayın. Arada ne gibi farklar görüyorsunuz? Hangi “eski” markaların kendisini yeniden konumlandırması gerekiyor? Açıklayın. 

Ekibi iki gruba ayırın. Her gruba bir ürün ya da hizmet verin. Pazar segmentlerini, hedefleri ve rekabet avantajını dikkate alan ekip üyeleri bu konuda yenilikçi bir öneri sunmalı. Gruplar, yeniliklerini “müşterilere” etkin bir biçimde sunabiliyor mu? Diğer gruplar yeni fikirlere yanıt veriyor mu? En iyi fikirler hangileriydi? 

Yenilikçi görünen şirketlerin bir listesini çıkarın. Bu şirketleri, ekiplere eşit olarak dağıtın. Ekipler, her bir şirketin son beş yıl içinde ürün ya da pazarlama stratejilerinde hayata geçirdiği yenilikleri ortaya çıkarabiliyor mu? Bilgi paylaşımında bulunun ve hangi şirketlerin gerçekten en yenilikçi olduğuna ekiplerin karar vermesini sağlayın. Ekipler, keşfettikleri tüm yeniliklerin gerçekten farkında mı? Neden? 

Tüketiciler daha eğitimli hale geldikçe ve iletişim becerileri ilerledikçe, pazarlamacıların da hedef pazarlar konusunda daha dikkatli olması gerekecektir. 

Burada, yanıtlanması zor olan soru; farklı tüketici gruplarının sürekli değişen ihtiyaç ve talepleri ile nasıl sürekli içinde kalınacağıdır… Bu noktada yanıtlardan biri; hedef pazar ile ilişkiler kurmanızı sağlayan iletişim teknolojilerinden yararlanmak olabilir. Riskler her zaman var olacaktır. Ama unutmamak gerekir ki; asıl “kazananlar” bilgiyi toplayan ve biriktiren, zamanında harekete geçmeyi başarabilenler olacaktır. 

Pazara etkin yanıt verebilmek için iletişim teknolojisini kullanan şirketleri bulmak için Internetten yararlanabilirsiniz. Bu şirketler pazarlama bilgilerini nasıl toparlıyor? Yeni fikirleri nasıl sınıyorlar? Pazarlama aracı olarak “farklılaşmayı” kullanıyorlar mı? Bu konu üzerinde düşünün ve bu yeni dönemdeki “kazananları” belirleyin. Wal-Mart, Coca – Cola, 3M, General Electric, Pfizer, Intel gibi şirketlerin sitelerine bilgi almak için ulaşabilir, The New York Times, Fortune, Time, Business Week, The Wall Street Journal ve The Economist gibi yayın organlarını online olarak takip edebilirsiniz. Ama en önemlisi sosyal medyayı çok sıkı şekilde takip edin ve süreci yönetin...

Yaratıcılık ve yenilik konusunda en yeni trend; organizasyondaki herkesin bu sürece dahil edilmesi… 

New Product Development (Yeni Ürün Geliştirme) adlı kitabın yazarı George Gruenwald’a göre; “Yeni ürünler yaratmak konusunda yaratıcılık belli bir disiplin değildir. Esinlenme ve hayata geçirme pek çok faktör ve becerinin entegrasyonu olabilir.” 

Kısacası bir organizasyondaki herkes fırsatlara bakmak konusunda teşvik edilmelidir. İşte bu tam da Chrysler’in kullandığı stratejidir. Yenilikçilik sürecine tüm kurumsal departmanları dahil etmenin büyük faydaları olabilir. Hatta tedarikçilerden bile son derece değerli bilgiler ve yeni fikirler konusunda derin bir kaynak olarak yararlanılabilir. 

3M modelini baktığınızda; organizasyonların uygun kaynakları da destekleyerek düşünme özgürlüğünü teşvik etmesi gerektiğini görüyoruz. Yönetimler değişim ya da teknolojiden korkmamalı, ancak potansiyel değişim için zaman yitirmeden harekete geçmeli. 

Misplaced Marketing adlı kitabın yazarı Herbert Rotfeld’e göre; “yenilikçilik her zaman en doğru pazarlama etkinliği olmayabilir.” Örneğin; televizyon ya da müzik endüstrisi yeni bir ürün ortaya koyduğunda bu genellikle halihazırda var olanların benzeri oluyor. Kısaca; var olan başarı modeli taklit edilir. Diğer bir deyişle; hayranların gücünü azımsamamak gerekiyor. Onlar neyi sevdiklerini biliyorlar. Yöneticiler, tüketicinin isteklerini dikkate almadan TV ya da popüler müzikte bir yenilik yaptığında bu onlar için büyük bir pazarlama hatası ile sonuçlanabiliyor. Sadece yeni fikirleri hayata geçirebilmek adına, tüketiciler tarafından kabul edilip edilmeyeceği bilinmeyen bir fikrin hayata geçirilmesi büyük bir hatadır. Gerçek riskin ne olduğunu ve tüketicilerimizin ne istediğini anladığımız sürece riskler rahatsız edici olmayacaktır. 

Tüketiciler hakkında bilgi toplamak ve bir veri tabanı yaratmak; doğru hedef pazarları seçmek ve yenilikçiliğin gerçekten ne zaman önemli olduğunu anlayabilmek için önemlidir. Bilginin türü ve buna nereden ulaştığınız iyi bir pazarlama programı için kritik öneme sahiptir. Use Retail Data Bases to Learn About Customers (Müşterileri Tanımak için Perakende Veri Tabanlarından Yararlanın) adlı kitabın yazarı Stephen Bowman, bu konuyla ilgili olarak bakın neler söylüyor: “Satın alan ve almayanların profilleri, satın alma öyküleri ve diğer veri tabanı değerlendirmeleri modern dünyada; ürün, fiyat, imaj ve bunlar gibi diğer eski kriterler kadar önem kazanmaya başladı.” 

Bu noktada, pek çok şirketin bilgi topladığını ancak bu dosyaları yeterince hızlı ve etkin biçimde kullanamadığını belirtmek gerekiyor. Bu nedenle; her organizasyonda toplanan bilgilerin sonuçlarını izlemek için bir sistem oluşturulması gerekiyor. Bu, şirketlerin daha esnek ve yaratıcı olmasını sağlayabilir. 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)