360° İnsan Kaynakları Deneyimi: Emles ile Her Şey Bir Arada “EMLES, Yeni Nesil Çalışan ve Mağaza Yönetim Yazılımıdır.”



İnsan Kaynakları’nda dijital dönüşüm artık yalnızca süreçleri hızlandırmakla ilgili değil; aynı zamanda insana zamanı, güveni ve dengeyi geri vermekle ilgili. Bu anlayışın merkezinde ise Emles var. Kurumların tüm İK süreçlerini tek bir platformda buluşturan Emles, teknolojiyi kolaylıkla, veriyi anlamla, otomasyonu şeffaflıkla birleştiriyor.

Artık izin, vardiya, performans ya da masraf yönetimi yalnızca birkaç tıklamayla ilerliyor; yöneticiler anlık analizlerle karar alabiliyor. En önemlisi, bu sistemde merkezde yalnızca veri değil, insan var. Biz de bu yaklaşımın ardındaki vizyonu ve teknolojik altyapıyı konuşmak üzere Yeniyol Yazılım Genel Müdürü Şenay Çetin ve CTO Attila H.Özer’e sorularımızı yönelttik.

Emles’i birkaç cümleyle tanımlasanız nasıl anlatırdınız?

Şenay Çetin: Emles, insan kaynaklarının dijital kalbi. Aslında biz yazılım değil, bir denge sistemi kurduk. Çalışanın, yöneticinin ve kurumun aynı ekranda buluştuğu bir dünya hayal ettik. Bugün Emles o dünyanın gerçeğe dönüşmüş hali.

Attila H.Özer: Teknik tarafta baktığımızda, modüler bir yapıya sahip. İşe alım, vardiya, izin, performans, prim, masraf, anket, ERP entegrasyonu... Hepsi birbirine bağlı ama her biri bağımsız çalışabiliyor. Bu sayede şirketler sadece ihtiyaç duydukları modülleri açıp kullanabiliyorlar.

İnsan Kaynakları’nda dijitalleşme bazen soğuk algılanıyor. Emles bu dengeyi nasıl kuruyor?

Şenay Çetin: Çünkü biz “dijitalleşme” derken, insana mesafe koymayı değil, insana zaman kazandırmayı kastediyoruz. Örneğin bir yöneticinin izin defteriyle uğraşmak yerine çalışanıyla daha fazla vakit geçirmesini istiyoruz. Emles o zamanı geri veriyor.

Attila H.Özer: Yazılım arayüzünü de bu anlayışla tasarladık. Her buton, her bildirim sade ama anlamlı. İnsan kaynaklarında teknoloji değil, kolaylık konuşulmalı.

En çok hangi süreçlerde fark yaratıyor?

Attila H.Özer: İzin ve vardiya yönetimi başta olmak üzere tüm operasyonlarda. Artık kimse “Kimin izni var?” diye sormuyor. Sistem söylüyor. Performans değerlendirmesi, prim hesaplaması ya da masraf onayı da tek tıkla ilerliyor.

Şenay Çetin: Özellikle raporlama kısmı çok güçlü. Yöneticiler anında analiz alabiliyor. Hedef, fazla mesai, anket sonuçları... Her şey tek dashboard’da birleşiyor.

Emles’in farkını sizce en iyi anlatan şey nedir?

Şenay Çetin: Şeffaflık. Biz bilgi gizleyen değil, paylaşan bir sistem kurduk. Çalışan kendi puanını, yöneticisi kendi verisini görüyor. Bu güven ortamı yaratıyor.

Attila H.Özer: Benim için fark, “Dijital Süreç” dediğimiz otomasyon yapısında gizli. Her onay zinciri, her akış otomatik işliyor. Dijital süreç sayesinde kurumlar artık ‘bekleyen iş’ kavramını unuttu.

Peki gelecekte Emles’i nerede görüyorsunuz?

Attila H.Özer: Yapay zekâ destekli öneri sistemleri geliyor. Örneğin sistem, “Bu departmanda izin yoğunluğu fazla, planı optimize edelim mi?” diyecek.

Şenay Çetin: Ben Emles’in geleceğini bir yazılım değil, bir alışkanlık olarak görüyorum. İnsan Kaynakları’nda güvenin, hızın ve adaletin yeni standardı olacak.

Emles’in kurum içi çalışan deneyimine katkısı nasıl ölçülüyor?

Şenay Çetin: Çalışan deneyimi bizim için sadece memnuniyet anketi değil. Emles, davranışsal verilerden tutun da etkileşim sıklığına kadar birçok ölçümü kendi içinde yapabiliyor. Örneğin bir modülün kullanım sıklığı azaldığında sistem yöneticiyi bilgilendiriyor; “Bu süreçte bir tıkanıklık olabilir” diye uyarıyor. Yani sadece yönetimi değil, kullanıcı deneyimini de yönetiyoruz.

Kurumlar Emles’i kullanmaya başladığında dönüşüm süreci nasıl ilerliyor?

Attila H.Özer: Önce mevcut iş akışlarını haritalandırıyoruz. Sonra Emles’in modüllerini o yapıya entegre ediyoruz. Aslında bir yazılım geçişi değil, bir dönüşüm başlıyor. Çalışanlar sürece katıldıkça sistem kendini adapte ediyor. Ortalama üç ay içinde tüm onay zincirleri dijitalleşiyor.

Emles, İK 4.0 vizyonuna nasıl katkı sağlıyor?

Şenay Çetin: İK 4.0 dediğimiz şey sadece teknoloji değil, kurum kültürünün dijitalleşmesi. Emles bu kültürü destekliyor çünkü teknolojiyi insandan ayırmıyor. Her veri, bir kararın temelini oluşturuyor ama o kararı hâlâ insan veriyor. Biz bu dengeyi koruyoruz.
 

 

Haberi pdf olarak okumak için görsele tıklayın. 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)