Yetkinin Dayanılmaz Cazibesi

Ekim 10, 2022


ABD’de 1990’lardan beri geliştirilerek uygulanmakta olan “Liderlik Sertifikasyonu Programı” ile belgelendirilmiş, diplomaya bağlanmış bir disiplin olma özelliği kazanan liderlik, bizde hala birkaç seminer, birkaç kişisel gelişim kitabıyla edinilmeye çalışılmakta. (1) 

Biraz doğuştan gelen yetenek ve ferasetleriyle, biraz da okuyup izleyip öğrenerek gerçek liderlik özelliklerini kazanmış ender saygı değer yöneticileri dış tutarsak, kulüp yöneticisinden holding patronuna kadar her yönetim ehline “lider” unvanını hoyratça dağıtmakta üstümüze yok, ne yazık ki.   
Yöneticilik bir atanma ile kazanılıp kartvizit ile kanıtlanırken, liderlik kartvizit unvanı olmaktan çok daha ayrıcalıklı bir değerdir. Yöneticiye “lider” yıldızını, yönettiği insanlar takar. Bir kurumda dolaşın ve rastgele sorun, herkes size o kurumun genel müdürünün ismini bir çırpıda söyleyecektir. Ama onların dillerinin arkasında, zihinlerindeki lider; belki bir şef, belki bir müdür, belki de bir ustabaşıdır. 

Pratiklerden pahalı deneyimler kazanılarak ortaya konmuş teorilere dayanmayan uygulama tekniklerinden hayır gelmeyeceğine inansak da; seminerlerimizde katılımcıların kuramları dinlemeye son derecede isteksiz ve kayıtsız kalıp “Bize müşteriyi nasıl ikna edeceğimizin formülünü ve tekniklerini öğretin.” tarzı isteklerine çokça muhatap olduğumuzdandır ki bu yazıyı kaleme almaktan amacımız; sayısız görsel ve basılı medyada bolca bulunabilecek sihirli liderlik kazanma yöntem ve tekniklerini tekrarlayarak okurun ruhunu karartmak değildi. 

Sözü, araştırmaların gösterdiği üç temel liderlik vasfından dürüstlük (bütün liderlik başarısızlıklarının %90 sebebi karakter arızasıdır) ve açık iletişim ile birlikte insan odaklılık kapsamında en etkili ve inandırıcı uygulama alanına getirmek istedik. (2)  

İster profesyonel ve entelektüel etkisini abartmaya çalışarak Fransızca orijinalini kullanıp “delegasyon”, ister defolu ve melez konuşma dilini tercih edip “delege etme”, ister kendi dilini kullanma duyarlılığı göstererek “yetkilendirme” desin; lider olmaya değil de lider görünmeye öykünmüş yöneticinin en zor sorusudur, yetki devri. 

Sorumlulukları yönettiklerimize yüklemek kolayımıza gelir de çalışanımıza şehir dışı görevinde konaklaması için harcama yetkisi verirken bile olabildiğince cimri ve kıskanç davranırız. 

Doğru ve yararlı bir yetkilendirme için; yetkilendirenin ve yetkilendirilenin özellik ve yetenekleri yanında durumsal ve kurumsal belli şartların yerli yerinde olması gerekir. Ama kısa yoldan sonuca ulaşmak ve lider görünmek hevesinde olanlar şöyle bir yöntem de tercih edebilirler:
Astlarından birine, elleri titreyerek, sıradan ve önemsiz bir yetkilerini devrederler.

  • Bir süre sonra o işin yapılıp yapılmadığını araştırırlar.
  • İşin yapılmadığını öğrenirler.
  • Niçin yapılmadığının nedenlerini soruştururlar.
  • Görevlendirdikleri kişiden bir sürü kaçamak yanıt alırlar.
  • Korkutarak en kısa sürede sonuç alınmasını isterler.
  • En kısa süre sonunda bu defa da işin yanlış yapıldığını görürler.
  • Doğrusunun nasıl yapılacağını uzun uzun anlatırlar.
  • Bu kadar kolay bir işi beceremeyen adamı işten atmaya niyetlenirler.


Ama adamın ailesine acıyarak bundan vazgeçerler. İşi baştan kendileri yapsalardı ne kadar huzurlu olacaklarını düşünürler.
Sonunda ... 

3 saatte yapılabilecek kolay bir işin,
3 haftada nasıl altüst edildiğini saptamak uğruna,
3 gün harcarlar.  (3)

Biraz tebessümden sonra “delegasyon” heveslisi yöneticilerimizi, sözümüz meclisten öte, çok uzaklardan, Burkina Faso’dan derlediğimiz (!) yetkilendirme örnekleriyle baş başa bırakalım: (4)

Uzaktan kumandalı yetkilendirme
Al yetkimi kullan! Ama benim komutumla.
Ben sana “gel” deyince gel, “git” deyince git, “otur” deyince otur, “kalk” deyince kalk! (5)

Kurgulu yetkilendirme
Al yetkimi kullan! Ama benim yöntemlerimle.
Bu firmayı 2 tezgâhtan bu haline kendi bildiğimle ben getirdim. 
Yolumdan ayrılma! 

Sessiz yetkilendirme
Al yetkimi kullan! Ama gürültü etme.
Yeni adet çıkarma!
Alışkanlıklara ilişme!
Kimseleri de rahatsız etme!                                 

Konservatif yetkilendirme 
Al yetkimi kullan! Ama eski köye yeni adet getirme!
Kurulu düzeni bozma!
Örümcek ağlarına dokunma!
Prosedürleri, süreçleri kurcalama!   

Hesaplı yetkilendirme
Al yetkimi kullan! Ama masraf çıkarma!
Eğitim, malzeme, yatırım diye karşıma dikilme!
Maliyetleri artırma!  

Yargıcı yetkilendirme
Al yetkimi kullan! Ama beceremezsen hesabını sorarım!
Aslında ben senin beceremeyeceğini biliyorum!
Sen de kanıtla bakalım!  

Garantili yetkilendirme
Al yetkimi kullan! Ama yapmadan önce görüşelim!
Sana yeterince güvenemiyorum!
Yetkini kullanmadan önce benden yetki iste!  

Eğer bu örnekler hiç de yabancımız değilse kurumsal başarısızlıkların sorumluluğunun; herkesi, her yeri, her şeyi kendisi düzenlemek ve denetlemek için oradan oraya koşturarak sürekli meşgul olmaktan (görünmekten mi desek?) yakınan ama bir türlü iş ve zaman dengesini kuramayıp suçu zamansızlığa yükleyen yöneticilerde mi olduğunu biraz düşünmemiz gerekir sanırız.  

Mete NUMANOĞLU


KAYNAKLAR
(1) Liderlik Sertifikasyonu, Verimlilik ve Kalite, Makale, Çeviren: Rıdvan BOZKURT, MPM Danışmanlık Bölümü Uzmanı, Anahtar, MPM, dergi, Temmuz 2002, s. 18, 19, 22. 
(2) 8. Alışkanlık, Stephen R. COVEY, 8. Bölüm, Güvenilirliğin Sesi, s. 169-170 
(3) R. SPUNGIN’e Göre Yönetici. (Kaynağı bulunamadı.)
(4) Burkina Faso. Batı Afrika’da devlet. Eski adı, Yukarı Volta. 1960 da Fransa’dan bağımsızlığını kazandı. Resmi dili Fransızca. 
(5) Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı, Stephen R. COVEY, 2. Bölüm, s. 179 (COVEY’in “Kaptanlık yetkisi” ve “Emir eri yetkisi” benzetmesinden esinlenerek.)