Pandeminin İK Çalışanları Üzerindeki Etkisi
Aralık 23, 2021
Yıllardır çalışan beklentilerini dinliyoruz, anketler yapıyoruz, odak gruplarda yüz yüze görüşmelerde ise iç görülerini alıyoruz. Bu araştırmalar pandemi döneminde daha da önemli hale geldi çünkü bilinmeyen çevresel faktörler çalışma hayatlarımızı derinden etkiledi. Veriler çok kıymetli, adeta yolumuzu gösteren elimizdeki fener. Bu sadece şimdi değil her zaman böyle idi. Pandemi ile geçen neredeyse 2 yılın ardından dedik ki peki İnsan Kaynakları çalışanları ne düşünüyor? Ne hissediyor? Onları dinlemenin sırası gelmedi mi? İşte bu araştırma fikri böyle ortaya çıktı.
Araştırma Künyesi
2021 Kasım ayında 146 İK profesyoneli ile online anket aracılığı ile görüştük. Çoğunluğu kadın olan bu meslekte, görüştüğümüz kişilerin de %70’i kadındı. Ortalama İK deneyimleri 12 yıl, %78’i ise Y Kuşağı idi. Yaklaşık yarısı uzman ve ilk kademe yönetici iken diğer yarısı da orta ve üst kademe yöneticilerden oluşuyordu. Görev yaptıkları şirketlere baktığımızda da %40’ının 1000 ve üzeri çalışanı olan şirketlerde çalıştığını ve oldukça fazla çalışana dokunduğunu gördük. Bu dağılımlarla geniş bir kitlenin görüşlerini alma fırsatını yakaladık.
Pandemide En Çok Hangi Konulara Odaklandık?
Pandemide iş yoğunluğunun arttığı ilk 3 konu:
• Çalışma Düzeni Planlaması
• İş Sağlığı ve Güvenliği
• İşe Alım, Seçme ve Yerleştirme
1000 üzeri çalışanı olan şirketlede ise İş Sağlığı ve Güvenliği birinci sırada geldi. Bu şirketlerde mavi yakalı çalışanların olması ve pandemi döneminde de fiziki olarak işyerlerinde bulunma gerekliliği bunun temel nedeni oldu.
Peki yetenekleri şirketimize çekebilmek için onların beklentilerinin en yüksek olduğu Motivasyon & Liderlik, Eğitim & Geliştirme, Ücret Yönetimi, Kariyer Yönetimi vb. gibi konularla ne kadar ilgilenebildik? Maalesef İK mecburen operasyonel süreçlere odaklanınca çalışan beklentileri de ihmal edilmiş oldu. Bu durum da çalışan bağlılığının ve motivasyonunun düşmesine neden oldu. Yalnız şuna dikkat çekmek gerekir ki operasyonel süreçlere odaklanmak İK ekiplerinin bir tercihi olmadı, mecburiyeti oldu. Böyle olunca da aslında ne İK ekipleri bunları yapmaktan mutlu oldu ne de çalışanlar mutlu olabildi diye özetleyebiliriz.
Pandemide İK Süreçlerinin Yönetim Metodu ve Verimliliği
Çalışanlar şirketimizden uzakta da olsa İK süreçlerimizi gerçekleştirmeye devam ettik. Bazı süreçleri tamamen online yönetirken bazılarını yüz yüze yaptık. Nasıl yapıldı ve hangi yöntem daha verimli diye sorduğumuzda ise ağırlıklı olarak yüz yüze yapmamız gereken süreçlerin
• Eğitim & Geliştirme
• Motivasyon & Liderlik
• İşten Ayırma
• İş Sağlığı Güvenliği
olduğunu gördük. Hibrit bir şekilde yapılabilecek, yönteminde esnek olunabilecek süreçler ise şöyle sıralandı:
• Kariyer Yönetimi,
• Performans Yönetimi
• İşe Alım, Seçme & Yerleştirme
Bir de gördük ki süreci kim nasıl yürüttü ise o şekilde son derece verimli olduğuna inananlar var. Aynı süreç için yüz yüze deneyen kesinlikle böyle verimli derken, online yürüten de kesinlikle böyle verimli diye belirtti. Bu bize aslında bazı süreçlerde daha esnek düşünmemiz ve ön yargılarından uzak durmamız gerektiğini hatırlattı. Nedir bu süreçler?
• Ücret Yönetimi
• Çalışma Süreleri, Tatiller, İzinler
• Çalışma Düzeni Planlaması
• Sendikal İlişkiler
Bu süreçlerde, kullanmadığımız yönteme çok kapalı olmadan iki türlü de verim alabileceğimizi düşünerek hareket etmeliyiz diye yorumluyoruz.
Pandemide Yönetim Ekiplerinden Ne Kadar Destek Gördük?
Buradaki sonuçlar açıkçası bizi üzdü. İK’nın stratejik rolünün konuşulduğu dönemlerdeyken bir anda kendimizi büyük bir salgının ve iş hayatındaki etkilerinin içinde bulduk. Böyle bir noktada yöneticilerden desteğin tam olması gerekirken İK çalışanlarının %21’i ilk yöneticilerinden, %28’i ise şirket üst yönetiminden destek alamadığını belirtti. Hatta kadın İK çalışanlarının üst yönetimlerden destek görmediğini söyleyenlerin oranı %32’lerde. Başarı, bir ekip işidir. Yönetimlerin desteği olmadan doğru kararları almak, hayata geçirmek mümkün değildir. En değerli paydaşımız olan çalışanlarımızın beklentilerini takip eden, doğru araç gereçlerle bağlılığı yükseltmek için şirketin liderlerine yol gösteren İK’cıların tam destek almasının tartışılmaz bir konu olduğunu düşünüyoruz.
Pandeminin Çalışma Hayatına Etkisi
İK çalışanlarının %66’sı pandeminin çalışma hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Bu oranı başka bir araştırmamızın çıktısıyla karşılaştıralım. 2021 yılı başlarında yaklaşık 3000 çalışanın katıldığı anketimizde çalışma hayatında olumsuz etkilenme oranı %59 idi. Aradaki fark bu dönemde İK’nın ne kadar olumsuz etkilendiğini gözler önüne seriyor. Uzman seviyesindeki İK çalışanlarına baktığımızda ise bu oranın %72’yi bulması endişe verici bir bulgu. İK çalışanlarına olumsuz etki listesinden nedenleri seçmelerini istedik. En çarpıcı bulgu 3-4 olumsuz neden seçmeyip ortalamada her bir katılmcının 7-8 olumsuz etkilenme nedeni seçmesi oldu. İlk dört neden aşırı iş yoğunluğuna odaklanıyor.
Aynı anda yürütülmesi gereken çok fazla iş olması, çalışma saatlerinin artması, çok fazla toplantı yapılması, mola verecek zaman bulunamaması bu iş yoğunluğunun nedenleri arasında geliyor. Belirsizlik ortamında yönetmeye çalışmak gerçekten zor. Pandemiyi bir savaşa girmişsiniz gibi düşünebilirsiniz, savaşta ise adrenalin artar ve bu tempoya ayak uyduracak gücü kendinizde bulabilirsiniz. Ancak bu adrenalin kısa bir süre size bu gücü verir. Biz neredeyse 2 yıldır savaştayız aynı güçle ayakta kalabilmemiz mümkün değil. Bu geçici bir dönem değil, artık bunu kabul etmeli ve işlerimizi buna göre düzenlemeliyiz. Yoksa bir sonraki tehlike tükenmişlik sendromu ve erken emeklilik olacak. Dünyada karşımıza çıkan “Great Resignation” fırtınasının ülkemizi de sarması an meselesi, bu sebeple de bu olumsuz etkileri bir an evvel bertaraf etmek gerekiyor.
İnsan Kaynakları Çalışanları Ne Kadar Mutlu?
Katılımcılara iki farklı soru sorduk. Öncelikle İK alanında çalışmaktan ne kadar mutlu olduklarını sonrasında da şirketlerinde çalışmaktan ne kadar mutlu olduklarını belirtmelerini istedik. %10, İK alanında çalışmaktan memnun değilken, %17 şirketlerinden memnun olmadıklarını dile getirdiler. Şüpheli memnuniyeti ifade eden oranları da memnuniyetsiz olarak bu oranlara eklersek %32 İK alanında çalışmaktan %55 ise şirketlerinde çalışmaktan memnun değil görünüyor. Mesleğinden memnun olduğunu ifade eden %68’in yarısından fazlası (%58) ise şirketlerinden memnun değil.
Bu veriler bize ne anlatıyor peki? Öncelikle mutsuzluk arttıkça çalışmayı bırakma isteği de artıyor. Şu an için katılımcıların %5’i çalışmayı düşünmüyorum cevabını verebiliyor. İK dışında bir alanda çalışmak isterim diyenlerin oranı ise %11. İki veriyi toplarsak da %16 gibi çarpıcı bir oranın İK alanını bırakmak istediğini görebiliyoruz. Böyle stratejik bir mesleğin cazibesini yitirmeye başlaması oldukça tehlikeli, zira bu kişiler yüzlerce çalışana dokunacak işler yaptıkları için çalışma ortamlarına etkileri çok daha büyük olacaktır.
Pandemi Sonrası Çalışma Şekli Nasıl Olacak?
İK çalışanlarına, pandemi sona erdikten sonra şirketlerinde çalışma şekli ile ilgili nasıl bir karar alınması planlandığı sorulduğunda oldukça şaşırtıcı sonuçlar gördük. Şirketlerin %42’si tamamen ofiste çalışmayı planlıyor. %27’si ise hala bir karar almış değil. Şaşırıyoruz çünkü çalışan beklentilerini sorguladığımız diğer araştırmamızda çalışanların %74’ü hibrit düzende bir çalışma şekli bekliyordu. Görünen o ki çalışan beklentileri şirket yönetimleri tarafından pek anlaşılmamış.
İK’nın önümüzdeki dönem en büyük sorunlarından biri “yetenekleri çekmek, beyin göçünü önlemek” iken bu basit beklentiyi yok saymak bu sorunla başa çıkmakta başarısızlık olasılığını şimdiden gösteriyor maalesef.
Ne yapmalıyız?
Geleceği planlamak, bir sonraki adımı düşünmek zorundayız. Bu araştırma sonuçları da bize gelecek adına çok önemli şeyler söylüyor. Öncelikle İK çalışanlarının değerini bilmek, motivasyonlarını yüksek tutmak, tam destek vermek zorundayız.
Pandemi dönemini geçici bir dönem olarak görmek ve günü kurtarmak adına aksiyon almak en büyük hata olacaktır. Hızla büyüyen ve maalesef hor kullandığımız dünyamızda başka pandemiler, başka etkenler her zaman karşımıza çıkacaktır. İyi liderlere ihtiyacımız var.
İyi liderler nasıl mı? Çalışan esenliğini düşünen, çalışanların anlam arayışına yanıt veren, ilham veren, bağ kuran, farklı fikirlere açık olan ve teşvik eden, koçluk yapan, enerjik, en iyi bildiğini düşündüğü konuda bile öğrenmeye açık, kararlı, güven veren ve güvenen, aynı zamanda da umut dolu olan liderler. Liderlerimizi bu noktaya getirebilirsek doğru kararları alacaklardır. İşte o zaman gelecekten korkmaya gerek kalmaz. Her koşulda başarı bizimle gelir.
Araştırma detaylarının paylaşıldığı webinar'ı dinlemek isterseniz aşağıdak link'i tıklayınız.
https://youtu.be/j5EE-R7soYk
Berna Özdemirkan
Mia Araştırma – Kurucu