Kurumsal Törpünün Adı Kondu: Normculuk!
Temmuz 17, 2025

Fikirler incitilmesin diye insanlar törpüleniyor… İK dünyasında yıllardır sessiz sedasız süregelen ama artık adı konulması gereken bir kurum refleksi var. Adına biz normculuk diyoruz.
Peki nedir normculuk?
Kurumların, uyumu inovasyonun önüne koyduğu; çalışanların davranışlarını, fikirlerini ve duygularını “ortalamaya” hizalamaya çalıştığı o görünmez sistem.
Bir çeşit “kurumsal törpüleme” pratiği.
• Çok parlak fikirler “şirketin kültürüne uygun değil” diye rafa kaldırılır.
• Geri bildirim vermek isteyen “fazla yorumcu”, duygusunu gösteren “fazla hassas”, sorgulayan “problemli” bulunur.
• Oysa herkes bilir ki bu tepkilerin altında yatan şey, kurumun kendi konfor alanını koruma refleksidir.
Yani: Normculuk, konforun kültüre dönüşmesidir.
Ne kaybedilir?
– Yaratıcılık, çünkü her yeni fikir riskli sayılır.
– Cesaret, çünkü konuşan değil susan ödüllendirilir.
– Aidiyet, çünkü gerçek benlik değil, kabul gören versiyon yaşatılır.
– Psikolojik güvenlik, çünkü her şey “hissettirmeden” yürütülür.
HRdergi olarak çağrımız şu:
İK artık sadece politikalarla değil, reflekslerle de mücadele etmeli.
Normculuk gibi görünmeyen ama yaygın eğilimleri teşhis edip, yerine ifade özgürlüğünü, duygusal açıklığı ve bireysel renkliliği koymalı.
Çünkü sürdürülebilir kurum kültürü, “makul davrananlar”la değil, kendisi olabilenlerle kurulur.
Bireyin iç sesi bastırıldığında; kurumun dış sesi de bir süre sonra yankısız kalır.