İK’da Görünmez Frenler: 'Shadow Burnout' ve Sessiz Çalışan İsyanı

Modern iş dünyasında her şey daha hızlı, daha dijital ve daha ulaşılabilir hale geldikçe, bazen en büyük sorunlar gözden kaçıyor. Çalışanlar görünürde ofiste, projelerinde veya ekran başında. Ama ya içeride kopan bağlar? 'Shadow Burnout' dediğimiz bu yeni kavram, iş hayatının sessiz bir krizi olarak karşımıza çıkıyor. Görünmeyen tükenmişlik... Çalışanların hâlâ işte oldukları, ancak aslında duygusal ve zihinsel olarak çoktan çekildikleri bir durum.

Bu sorun, geleneksel tükenmişlikten daha tehlikeli. Çünkü belirti vermiyor, çığlık atmıyor, açık bir sorun olarak karşımıza çıkmıyor. Her şey normalmiş gibi görünüyor. Ama bir şeylerin eksik olduğu hissi ister bir ekip lideri ister bir İK profesyoneli olun, sizi içten içe rahatsız etmeye başlıyor. Çalışanlar işlerini yapıyor gibi görünüyor ama o eski bağlılık, yaratıcılık, enerji yok. 

Peki bu neden oluyor? Belki de sorunun kökleri, pandemi sonrası değişen iş dünyası dinamiklerine ve hayatımıza giren yeni çalışma modellerine dayanıyor. Sürekli çevrimiçi olma zorunluluğu, özel hayat ve iş arasındaki sınırların silinmesi, her an ulaşılabilir olma kültürü... Tüm bunlar, çalışanları yavaş yavaş görünmez bir duvara doğru itiyor.

Asıl mesele şu ki, bu durum performans tablolarına veya anket sonuçlarına yansımıyor. Sessiz bir isyan gibi, yavaş ama etkili. İK departmanlarının buradaki rolü kritik. Ama çözüm geleneksel yöntemlerde değil. Çalışanların duygusal bağını yeniden kurmak, işlerine anlam katmak ve dijital yorgunluğu azaltmak gibi daha derin müdahaleler gerekiyor. Belki ekran dışı günler, belki daha esnek ve insani bir çalışma anlayışı, belki de sadece daha çok dinlemek.

Ancak bir şey kesin. Shadow Burnout, geleceğin iş dünyasını tehdit eden en büyük risklerden biri. Eğer bu görünmez krizi fark edip çözüm üretmezsek, sadece bireyleri değil, şirketleri ve organizasyonel kültürleri de kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bazen en büyük krizler, onları göremediğimizde en tehlikeli hale gelir. Şimdi bu gölgeyi aydınlatma zamanı. Çünkü çalışanların sessiz çığlıklarına kulak vermek, sadece bugünü değil, yarını da kurtarabilir.
 

Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)