Editörden: Söz artık kusurlu yaratıcılarda!
Dünyaca ünlü ekonomist Greg Mankiw, geçtiğimiz günlerde blog sayfasında şöyle bir soru sormuştu: ‘’Kişisel pazarlamasını iyi yapanlar terfi ederken çok çalışan ve sadık olanların kaybettiği bir iş dünyasıyla mı karşı karşıyayız? Kişisel imajın emeği yendiği bir iş dünyasında sürdürülebilir başarı mümkün mü?’’ Sonra da şu cevabı vermişti: ‘’Çok çalışmak ve sadık olmak kimi zaman birileri terfi ederken sizi işinizde sıkışmış durumda bırakabilir. Buradaki anahtar; yöneticidedir.’’ Peki, yöneticiler bunun farkında mı? Sürdürülebilirlik için yaratıcılık; vitrin için imaj önemli fakat iyi bir şirket olmak için ikisi de şarttır.
Emeğin iş dünyasındaki karşılığını; yaratıcılık olarak gösteriyor, Mankiw… Yeni nesil çalışanların sahip olduğu yaratıcılığın artık ‘sunucu’ çalışan olarak tanımladığı imaj-çalışanlara galip geldiğine dikkat çekiyor. Mesela ‘şeflik’ mesleğinin son yıllarda hızla yükselmesi gibi… Evet, artık şefler mutfağın dışına çıkıyor hatta insanları mutfağa çekiyor.
Televizyonlarda ünlü şeflerin sunduğu yemek programlarının izlenme ve sanal alemde takip edilme oranları bunun en iyi kanıtı! Başka bir örnek, habercilikten gelen isimlerin ana haber bültenlerini sunmaları… Yani artık yaratıcılar sahnede! Yeni nesil çalışanlar emek vermeyi ve yaratmayı seviyor fakat yarattığı şeyleri başkalarının sunmasına karşı çıkıyor. En çok örnek aldıkları iş insanları da bunun en iyi kanıtı: Steve Jobs, Bill Gates, Mark Zuckerberg veya Tim Cook’u presentabl bulan var mı acaba? Olduğunu pek sanmam. Peki onların presentabl olmak gibi bir dertleri var mı? Kesinlikle hayır!
Onlar, yaratıcı kimliklerinin yanına çok da presentabl olmayan kusurlu imajlarını koyarak daha çekici değiller mi? Yeni ürünlerini çok güzel bir kadının yanına filinta gibi bir genç adamı koyarak tanıtmak yerine kendileri veya o ürünü tasarlayan-yaratan kişilere tanıtıyorlar.
Mehmet Ali Birand’ı hatırlayın, kusurlu haber sunumuyla en çok izlenen Anchorman’di. Kendileri gibi kusursuz olmayı reddeden yeni nesil çalışanlar için birer idoller… Çünkü biliyorlar ki, onlar için bugünün dünyasındaki gerçek imaj aslında ‘yaratıcılık’tır. Ve yine biliyorlar ki, müşteriler aslında yaratıcıyı görmek istiyor, sahnede… Yani garsonu değil, şefi görmek istiyor. Bkz. Nusret!
Peki, şirketlerde yöneticiler veya liderler bu kusurlu yaratıcılarla nasıl baş edecek? İmaj ve emek arasındaki dengeyi nasıl kuracak? Bir tarafı yüceltirken diğer tarafın motivasyonunu nasıl sağlayacak? Bu soruların yanıtı; politik iş becerilerinde… Politik iş becerileri aslında organizasyonel denge yönetimidir. Eğer siz de bu politik iş becerilerini merak ediyorsanız, Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Jeff Pfeffer’ın ‘’Managing with Power: Politics and Influence in Organizations’’ kitabına bir göz atın derim.
Editör Notu: Yine bir yıl bitiyor ve yeni bir yıl kapımızı çalıyor. Zor günlerinizin olmadığı, keşke hiç bitmeseydi diyeceğiniz bir yıl olsun! Acının kapınızdan uzak durduğu, sevgi ve mutluluğun yol arkadaşınız olduğu bir yıl yaşamanız dileğiyle!
Gülcan Çağlar Çalışkan
HRdergi Genel Yayın Yönetmeni