Mükemmellik kültürü rekabet avantajı getiriyor
Nisan 06, 2023
Kurumların benimsediği kalite yönetim anlayışı, sürdürülebilir ve küresel rekabette belirleyici bir rol üstleniyor. Küreselleşmenin sınırları ortadan kaldırması sonucunda şirketlerin küresel rekabete uyum sağlamak için mükemmellik kültürünü kalite yönetiminin vazgeçilmez bir unsuru olarak konumlandırması önem taşıyor. Tam da bu noktada mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek ülkemizin rekabet gücünün ve refah düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunmak adına çalışan Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Başkanı Yılmaz Bayraktar, kurumlar için mükemmellik kavramının bir kuruluşun başarıyı elde edebilmesi için gerekli temeli oluşturduğuna dikkat çekti.
Çağdaş kalite felsefesinin ülkemizde etkinlik kazanması ve yaygınlaştırılması için 32 yıldır faaliyetlerini sürdüren Türkiye Kalite Derneği (KalDer), mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek ülkemizin rekabet gücünün ve refah düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunmak amacıyla çalışıyor. Rekabetin özünde mükemmelliğin, mükemmelliğin özünde ise kalitenin olduğunu belirten KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar, küresel rekabette ayakta kalmanın yolunun mükemmelliğin özüne ulaşmaktan geçtiğine vurgu yaptı.
Mükemmellik anlayışının kalite yönetimini kullanarak organizasyonların nasıl değişip gelişeceği konusunda yönetime katkı sağladığına dikkat çeken Yılmaz Bayraktar; “Tüm paydaşları, kaynakları, süreçleri ve ürünleri dengeli biçimde yöneterek başarılı sonuçlara ulaşmak bizi kaliteye götürür. Mükemmellik ise tüm bu değer zincirini oluşturan halkaların bütününü temsil eder. Buradaki temel mesele, doğru kalite yönetimi ile bir kültür yaratmak ve bu kültür ile sürdürülebilir başarıya ulaşmaktır. Biz bu noktada Avrupa Kalite Yönetim Vakfı'nın ulusal iş ortağı olarak Ulusal Kalite Yönetim Anlayışı olan EFQM modelini benimsiyor ve yaygınlaşmasını hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Sürdürülebilir performansa giden yola ışık tutuyor
Rekabette öne çıkmanın şirketlerin değişimi kucaklamasına, performansı arttırmasına ve geleceğe ayak uydurmasına bağlı olduğunu belirten Yılmaz Bayraktar; “Mükemmellik kaliteyi, kalite kültürü doğuruyor. Bu noktada bizi bu kültüre ulaştıracak olansa EFQM modelinden başkası değil. Çünkü bu model şirketlere ortak inançlar ve ortak hedefler aşılayarak vizyonlarına bağlı kalmalarını ve kararlılıklarının devam etmesini sağlayan bir kültür yaratıcısı görevi görüyor. Sürdürülebilir değer yaratma, performansı iyileştirme ve paydaş memnuniyeti aşılamak için organizasyon kültürüne ışık tutan EFQM modeli; çevik, kuralcı olmayan ve güçlü liderlik esasına dayalı bir yol çiziyor. Hızla değişen koşullara karşılık vermek için uygulanabilecek esnekliği sunarak işletmelerin mükemmellik yolculuklarına aksaklık olmadan devam edebilmesine yardımcı oluyor. Gelecek eğilimleri öngörecek, modellerin haritasını çıkaracak ve ilerlemeleri gösterecek şekilde şirketlerin mükemmele ulaşmadaki hedeflerini en iyi hale getirmek için rehberlik ediyor. Her geçen gün kendini güncelleyen EFQM modeli, büyüklüğü ve sektörü ne olursa olsun tüm işletmelere uyarlanabilecek esnekliğiyle sürdürülebilir performansa giden yola ışık tutuyor, rekabetin anahtarını sunuyor” dedi.
Mükemmellik yolunda kurumlara rehberlik ediyor
Mükemmellik kültürünün benimsenmesinin rekabet için kilit rol olduğunu ifade eden Bayraktar; “Kâğıt üzerinde kolay gibi görünse de değindiğimiz konuların hayata geçmesi ve kurumların bu konuları bir kültür haline getirmesi zaman ve emek isteyen bir süreçtir. Biz KalDer olarak tam da bu aşamada devreye giriyor ve mükemmellik kültürü yolunda kurumlara rehberlik ediyoruz. Ülkemizde kalite bilincinin yerleştirilmesi, kaliteli çalışmanın teşviki, dış piyasada rekabet olanaklarımızın artırılması, sanayi ve hizmet sektörüne ise bu konuda teknik yardım ve koordinasyonun sağlanması için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.