Güçlü liderlik mesafe tanımaz!

Nisan 01, 2020

İçinde bulunduğumuz dönem sayısız belirsizliği bünyesinde barındırsa da net olan bir şey var: Virüs saygını, çalışma şeklimizi kökten değiştirmiş durumda. Kriz sona erdiğinde, güçlü liderlerin bugün uyguladığı takım yönetimi stratejileri belki de standart hale gelecek. CEO ve İK liderlerine, takımlarını bu dönemde nasıl yönetip esinlendirdiklerini sorduk. Yanıtların yararlı olacağına inanıyoruz. 

Enis Karslıoğlu - Biggloyalty CEO

“Uzaktan çalışma mı - çalışma mı? İşte bütün mesele bu…”

Biggplus olarak 170 kişilik, 3 ayrı kıtada, 45 ülkede faaliyet gösteren 20 yıldır geliştirdiği güçlü bir teknik alt yapıya sahip, dijital ve global bir firmayız. Bu dönemde çalışanlarımızı virüs salgınından korumak için 3 ayrı grup (A-B-C GRUPLARI) oluşturduk ve 1 grup ana koordinasyonu sağlamak üzere ofiste olacak şekilde (C grubu) çoğunluğu evden çalışma sistemine geçirdik.

Biz hazırdık ama anladığımız kadarıyla “Evden Çalışma” kültürü maalesef Türkiye’ de henüz birçok şirketin ve çalışanın fazla alışkın olduğu bir sistem değil, bunu müşteri ve iş ortaklarımızla olan diyaloglarımızda çok net şekilde hissediyoruz.

Evden çalışma uygulamasında verimlilik için önemli noktalardan biri tüm ekibin aynı ofiste çalıştıkları gibi mesai başlangıcında evde olsalar dahi kalkıp giyinmeleri, evde kendilerine ayrı bir çalışma köşesi oluşturmaları ve ihtiyaçları olacak tüm donanım ve yazılım üzerinde bulunan uygulama ve bilgilere uzaktan erişebilmeleridir.

Gözden kaçmaması gereken bir nokta ise uzakta, şirket ortamından kopmuş ve yaptığı başarılı işleri görünmeyen başarılı personelin takdir edilip, motive edilerek ödüllendirilmesidir. Bu dönemde başarılı iş yapan çalışanları şirket içi kapalı ve online çalışan bir sosyal ortamda takdir edip ödüllendirme olmazsa olmaz!

Dolayısıyla hem kurum kültürünün kaybolmaması hem verimliliğin düşmemesi hem de şirkete olan bağlılığı zayıflatmamak için, uzaktan çalışma yaptıracak olan şirketler, mutlaka gerekli olan teknik donanımlara ilaveten online çalışan dijital bir takdir ve ödül puan sistemine de sahip olmalı.

Son bir parantez de şirket ekip liderlerine açmak lazım. Kopuk düzendeki ekibin iletişim yönetiminde ekip liderlerine, iş delegasyonu, takip ve motivasyon açısından biraz daha fazla sorumluluk düşüyor. Ben, bizim şirket içi vermiş olduğumuz “Liderlik Eğitimi”nin bu gibi durumlar için çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

Biz grup olarak gerek evden çalışacak alt yapı ve gerek çalışanlarımızın tüm veriye uzaktan erişebileceği, çoklu dilde çalışan global bir teknik altyapıya sahibiz. Bu sebeple Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Çin'de ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılan yeni tip koronavirüsün (Covid-19) "pandemi" olarak nitelendirilebileceğini belirtir belirtmez hemen evden çalışmaya başladık ve halen ciddi şekilde verimli kullanıyoruz. Yine de müşteri odaklı ve teknolojiyi iyi kullanan bir şirket olarak gelecekte de karşılaşabileceğimiz herhangi bir yeni vaka durumunda, müşterilerimize kesintisiz hizmet vermek ve daha da verimli olmak için önümüzdeki günlerde “Home Office” kültürüne daha çok yatırım yapmaya karar verdik.

Evden çalışma, hepimizin hayatına çok hızlı ve ani girdi. Uzaktan çalışma bir tatile dönüşmeden, teknik alt yapısını, bireysel kültürünü ve takdir mekanizmalarını doğru oluşturabilirsek Türkiye ve Dünya yeni ve daha verimli bir çalışma modeline kavuşmuş olacak. Bu talihsiz ve tehlikeli krizin bir faydası bu olur ümit ederim. 


Güldem Berkman - Amgen ve Gensenta Genel Müdürü

“Kendimizi geliştirme olanaklarından yararlanmaya devam etmek mümkün”

COVID-19 ile ilgili dünyada ve ülkemizdeki son gelişmeleri şirket olarak yakından takip ediyor, tüm Amgen ve Gensenta Ailesi’nin sağlığını önceliğimize alarak, gereken adımları atıyoruz. 

16 Mart 2020 itibariyle tüm dünyada ve Türkiye’de merkez ve saha çalışanlarımız ile evde ofis modeliyle çalışmaya başladık. Sosyal mesafenin kilit önem taşıdığı bu dönemde teknoloji sayesinde işlerimizi yürütmek konusunda hiçbir sorunumuz yok. Ne mutlu ki içinde bulunduğumuz dijital çağda iletişim çok kolay. İşlerimizin devamlılığı ile ilgili her türlü imkâna sahibiz. Toplantılarımızı farklı online platformlar üzerinde gerçekleştiriyor; Skype, Teams, Webex gibi kanallardan yararlanıyoruz.  

Evden çalışırken iş ve özel yaşam dengesini kurabilmek için zamanı doğru yönetmenin önemine inanıyorum. Rutini oluşturmak, zamanı doğru planlayıp yönetmek, arkadaşlarla sosyalleşmeye devam etmek ve her şeyin başında pozitif olmak, bu dönemde fiziksel ve ruhsal sağlığımızın korunmasına büyük katkı sağlıyor. Evde yaşarken kendimizi geliştirmek için birçok farklı olanaktan yararlanmak mümkün. Kitap okumanın yanı sıra online platformlarda bulabileceğimiz konserler, sanat ve meditasyon çalışmaları, kişisel gelişim videoları ile kendi yolculuğumuz için güzel katkılar sağlayabiliriz. Bu tür önerilerimizi tüm çalışanlarımız ile paylaşıyoruz. Ayrıca uzman psikolog eşliğinde düzenlediğimiz ‘Psikolojik sermayemizi nasıl güçlü tutarız’ konulu canlı sohbetler, online olarak paylaştığımız sağlıklı yeme içme tarifleri ile evden çalışmak için ergonomik ipuçları gibi içeriklerle çalışanlarımızın motivasyonunu artırmayı hedefliyoruz. Yaşadığımız büyük öğrenimlerden de güç alarak, en yakın sürede tekrar sağlıklı günlere kavuşmayı diliyoruz.


Hakan Timur - Sabancı Holding, İnsan Kaynakları Grup Başkanı

“Kısa - uzun vadeli net iş hedeflerini belirlemek ve çevik bir operasyon modeli, işbirliği ve destek imkanı sunmak…”

İçinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde liderlerin; sakin ve iyimser kalabilmeleri, takımlarını uzaktan fakat her zamankinden daha yakın, samimi ve net yönetebilme becerileri kritik önem kazanıyor.

Bu dönemde en önemli önceliğim çalışma arkadaşlarım. Onlar için olabildiğince ulaşılabilir olmaya gayret gösteriyorum. Bu amaç doğrultusunda her gün planlı video konferanslar gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılarda en öncelikli olarak, hayatımızın her alanını etkileyen covid-19’un takım arkadaşlarıma neler hissettirdiğini, zorluklarını ve sosyal hayatlarında nasıl değişikliklere sebebiyet verdiğini duymaya ve elimden geldiğince onlara ve ailelerine destek olmaya çalışıyorum. Bu tür yaklaşımın takım içerisinde her seviyede yapılmasını önemsiyor ve yönetici arkadaşlarımı bu konuda teşvik ediyorum.

Bunun yanında, toplantılarımızda güncel gelişmeler, kritik konular ve iş planları üzerinden birlikte geçiyoruz. Burada çok önemsediğim iki önemli hedefim var: Birincisi iletişim. Bu dönemde doğru iletişimi, zamanında, net ve dürüst şekilde yapmak çok önemli. İkincisi ise anlam bulabilecekleri, katkı sağlayabilecekleri, odaklanabilecekleri, kısa - uzun vadeli net iş hedeflerini belirlemek ve bu hedefleri gerçekleştirebilecekleri çevik bir operasyon modeli, işbirliği ve destek imkanı sunmak. Hepimiz zor şartlar altında elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bunu bilincinde olarak ben de elimden gelen en üst seviyede, çalışma arkadaşlarımın hayatını kolaylaştırmaya, iyimserliği yüksek tutmaya çalışıyor, çabalarını ne kadar takdir ettiğimi bilmelerini sağlamaya odaklanıyorum.

Zorlu bir dönemden geçiyoruz, bu dönemde liderlerin yapabileceği en önemli şeyin, “insan”ı atacağımız her adımın, her hareketimizin odağına koymak, çalışma arkadaşlarımıza karşı dürüst, samimi bir iletişim ile güven ve destek vermek olduğuna gönülden inanıyorum. Bu zorluktan hep beraber geçiyoruz, hep beraber çıkacağız.


Levent Kömür - Mey Diageo Genel Müdürü

“Liderlik ekibimizin görünür ve ulaşılabilir olmasına azami önem gösteriyoruz”

Mey Diageo olarak Covid-19 virüsü ile ilgili gelişmeleri ilk günden beri yakından takip ediyoruz. Bu bir kriz ve her krizde olduğu gibi olayı yönetmek için bir kriz masası oluşturduk. Konuyu ciddiyetle ele alıyor ve oluşturduğumuz kriz masasında kriz ekibimizle birlikte süreci yönetiyoruz. Bir numaralı önceliğimiz çalışanlarımızın ve yakınlarının sağlığı. Bunun ilk kuralı bulaşma riskini en aza indirmekle ilgili önlemler almak. Bu konuda alınan önlemleri anlatmak ve çalışanlarımıza tavsiyelerde bulunmak için düzenli bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Evden çalışma altyapısını oluşturmak ve virüsün yayılımını en aza indirmek amacıyla bazı toplantıları yapmamak, seyahatleri kısıtlamak, toplantıları uzaktan yapmak aldığımız önlemlerden sadece birkaçı...

Çalışanlarımızın aklına gelebilecek soruları cevaplamayı amaçlayan bilgilendirmelere ek olarak sorularını sorabilmeleri için özel bir e-posta adresi de oluşturduk. Bunun dışında da her zaman liderlik ekibimizin ulaşılabilir ve görünür olmasını azami önem gösterdik. Bu noktada sürekli, açık ve hızlı iletişim hepimiz için çok önemli. 

Bu konuda sadece global Diageo ekiplerinden ve Türkiye’de kurulan kriz yönetimi ekibinden değil, uzman kuruluşlardan da bilgi alıyor ve tüm bilgileri kullanarak hareket planları oluşturuyoruz. Çalışanlarımızın ve üçüncü partilerimiz çalışanlarının da katıldığı webinarlar düzenliyoruz. İlkinde bir tıp uzmanından bu virüsün özelliklerini ve kendimizi nasıl koruyacağımızı dinledik ve aklımıza gelen tüm soruları sorduk. İkinci haftanın webinar’ında ise bir uzman psikologdan evden çalışmaya, sokağa çıkmamaya mecbur olunduğu durumlarda kişilerin psikolojilerini nasıl yöneteceklerini ve verimliliklerini koruyarak işlerini sürdürebilmelerinin koşullarını ve püf noktalarını öğrendik. Bu webinarlara çalışanlarımız ve bize hizmet veren 3’üncü partilerimizin çalışanları olmak üzere aşağı yukarı bin kişi katılıyor ve rahatça sorularının karşılığını alabiliyor. Ben de her webinar öncesi sözü uzmana bırakmadan önce arkadaşlarıma hep birlikte bir takım olduğumuzu bu zor günler geçtiğinde işimizi, çevremizi ve toplumu ayağa kaldırmak için daha fazla çalışmamız gerektiğini anlatıyorum.

Kriz yönetiminde en önemli noktalar:

panik olmamak ama elbette başımızı da kuma gömmemektir. 

düzenli ve şeffaf iletişimde bulunmak

alternatif senaryo planlamasıyla olayların birkaç adım önünde ilerleyerek, öngörülen senaryoların gerçekleşmesi durumunda vakit kaybetmeden harekete geçmektir.

Bu krizi önemsiyoruz, bir müddet daha devam edeceğini öngörerek plan yapıyoruz. Her şey gibi bu da elbette geçecek ve geçtiğinde hepimiz birbirimizle gurur duyacağız. Konunun yakın takibindeyiz, işimiz bu süreci yönetmek ve bu noktada global bir şirket olmanın büyük avantajı var. Diğer ülkelerde neler olduğunu, neler yapıldığını, nelerin eksik yapıldığını çok iyi biliyor ve planlarımızı bu bilgiler ışığında oluşturuyoruz. Diageo ciddi öğrenimler çıkarmış, bizimle de paylaşıyorlar. Bu tecrübe gerçekten değerli…

Gelecekle ilgili bilinmeyenler var ama emin olduğumuz şeyler de var. Örneğin; bu salgın Türkiye’de, şehrimizde ya da mahallemizde ne kadar etkili olur bilmiyoruz. Ama ne olursa olsun, birbirimizin yanımızda olacağımıza, tedarikçilerimizin ve iş ortaklarımızın yanında olacağımıza eminim. İş şartları ne yönde değişir, tüketici davranışları nasıl evrilir, tam olarak bilmiyoruz. Ama her halükârda, bu krizden daha güçlü çıkacağımıza ve herkese, bütün paydaşlarımıza “Mey Diageo bu krizi çok iyi yönetti. Nasıl güçlü ve sağlam bir şirket olduğunu gösterdi, bizim de yanımızda yer aldı” dedirteceğimize yürekten inanıyorum. Biz hem ülke hem de şirket olarak krizler yaşamış kişileriz. Aynı daha önceki krizlerde olduğu gibi bu krizden de bugünden daha güçlü çıkacağımıza emin olun ve inanın. Bunun da en büyük desteği çalışanlarımızın her zaman bir numaralı öncelik olmasıdır.


Mehmet T. Nane - Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü

“Kriz yönetimi dediğimiz şey, tam bir takım işi”

Benzerine rastlanmamış zor bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde, özveriyle ve iyi niyetle görev yapan ekiplerimizle birlikte öngörülü ve doğru adımlar atmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 

Ben şahsen çalışma arkadaşlarımın belirsizliğin yarattığı stresle başa çıkabilmeleri için 3 konuya ekstra dikkat ediyorum: İlki süreci şeffaflık ve empati ile yönetmek. 

Doğal olarak oluşan kaygılarını onları anlayarak ve karşılıklı bilgi alışverişini mümkün kılacak şekilde karşılamak önemli. İkincisi, yine bunlara bağlı olarak panik yapmadan, kontrollü bir şekilde durumu değerlendirebilmek ve buna göre öngörülü aksiyonlar alabilmek.  Üçüncüsü ise iletişimi her zamankinden daha da sık ve etkin şekilde sürdürebilmek. Sonuçta kriz yönetimi dediğimiz şey tam bir takım işi ve ben bu 3 konuyu başarıyla gerçekleştirebilen şirketlerin, ekiplerine de destek olarak zor günler geçtikten sonra dimdik ayakta kalacağına inanıyorum.


Meltem Kalender Öztürk - ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı 

“Psikolojik kontratı güçlendiren ya da zayıflatan dönemler…” 

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de içinden geçtiği bu zorlu belirsizlik sürecinde liderler olarak üzerimize her zamankinden daha fazla sorumluluk düşüyor. Riskler kadar fırsatlar da barındırdığı için böyle zamanların oyun değiştirici nitelikte olduğunu unutmamalıyız. Elbette her şeyin başı sağlık, bununla birlikte bu dönemde öğrendiğimiz, değerini yeniden fark ettiğimiz şeyler olacak.

Bu bakış açısıyla, ING Türkiye olarak bu dönemde en önemli önceliğimiz ekip arkadaşlarımızın sağlık durumlarını yakından takip etmek ve üzerimize düşen görevleri eksiksiz yerine getirmek. Diğer taraftan bu ortamda da kesintisiz hizmet vermemiz gerektiği için işlerimizi yürütebilmek için gerekli koşulları sağlayabilmek. Bu anlamda ilk günden bu yana gerekli tüm üst düzey operasyon ve hijyen tedbirlerini aldık, almaya devam ediyoruz. 

Araştırmalar evden çalışmanın eğer doğru organize olunursa yüzde 40’lara kadar verimlilik artırabildiğini söylüyor. Ben ilişkilerde aslolanın psikolojik kontrat olduğuna inanırım ve bu dönemler bu kontratı güçlendiren ya da zayıflatan dönemlerdir. Bu sebeple de liderlere ekstra sorumluluklar düşüyor. 

Şirket içinde lider arkadaşlarımla paylaştığım bazı önerilerim: 

Ekipleriniz ile her gün kısa online toplantılar yapmak moral motivasyonu artırır.

Ekip arkadaşlarınızın mesaj ve telefonlarına hızlı dönüşler yapmak bu tip dönemlerde daha da önemli. 

Enerjiyi yüksek tutmak için günlük görevler ve geribildirimler bu dönemde daha da değerli, 

Evden çalışırken de sosyal olun, dijital ortamda ekip arkadaşlarınızla sosyal buluşmalar, sohbetler veya eğitimler organize edin. 

Ofis içi yoğunluklar, bölünmeler sebebiyle yeterince zaman ayıramadığınız mentorluk görüşmelerine, ekiplerinizin performans koçluğuna zaman ayırın.

Rutinde fırsat bulamadığınız online eğitimlere, online gezilere, online konserlere, okuyamadığınız kitap veya makalelere zaman ayırın, edindiğiniz yeni bilgileri ekipleriniz ile de paylaşın.  

Biz de ING Türkiye olarak bu süreçte, çalışanlarımızı hem iş hem de özel yaşamlarında destekleyebilecek ipuçlarını sıklıkla paylaşıyoruz. Hatta çocukları da unutmuyor, onlarla ilgili öneriler iletiyoruz. Bu kapsamda; dijital ortamda wellbeing programları hazırladık, her çarşamba canlı yayında farklı konularda dijital eğitimler organize ediyoruz. İlk 2 seansımıza 250 arkadaşımız katıldı. İşe yeni başlayan arkadaşlarımız için özel videolar ve dijital onboarding programı hazırladık. Ayrıca liderlerimizle sosyal medya ortamımızda deneyim paylaşımı sayfası açtık. Liderlerimizi dijital ‘happy hour’ düzenlemeleri için organize ettik. 


Neslihan Gömeçli - McKinsey & Company Head of People

“Beraber bir mola”

McKinsey People Team olarak bir yandan tüm iş arkadaşlarımızın yeni çalışma yöntemleri ve düzenine alışması için fikirler geliştiriyor, bir yandan da kendi ekibimiz içerisinde bu uyum sürecini yönetiyoruz. 

Böyle bir süreçte temel olarak istikrarlı, sağlıklı, şeffaf ve sürekli bir iletişimin kurulması gerektiğine inanıyorum. Örneğin; biz ekip olarak her sabah ve her öğleden sonra görüntülü rutin “güne başlangıç / günü sonlandırma” görüşmeleri yapıyoruz. Bu, aynı zamanda 65’i aşkın ülkede faaliyet gösteren McKinsey içinde uzaktan, farklı lokasyonlardan çalışan takımların sıklıkla uyguladığı bir yöntem. Bu zamanı sadece -hatta çoğunlukla- iş amaçlı değil, bu dönemde yaşadığımız deneyimleri paylaşmak için de kullanıyoruz. 

Bununla birlikte, mevcut zorlukların farkında olarak bu görüşmelerimizi “zorunlu katılım” olarak değil “beraber bir mola” olarak algılıyoruz ve bu yöntemi uygulayan ya da uygulamayı planlayan diğer liderlere de bu hassasiyeti göstermelerini tavsiye ediyorum. Sonuç olarak biz bu yöntemle kısa sürede güçlü bir bağ ve iş akışı oluşturduk, bir arada olmanın ve rutinler yaratmanın herkese iyi geldiğini deneyimledik. Benzer uygulamaları tüm iş arkadaşlarımız için de yapıyoruz. Her gün belirli bir saatte tüm takım olarak bir sanal odadayız, isteyen çalışanlarımız bağlanıyor ve sohbet ediyoruz, varsa sorularını, önerilerini alıyoruz. Evde kalırken birbirimizle bağlı kalmaya devam etmenin önemini her seferinde vurguluyoruz; eğitim gelişim, sosyal sorumluluk, sağlıklı yaşam, sosyal aktivite vb. odaklarımıza uzaktan da olsa devam ediyoruz. En büyük temennimiz ise herkesin sağlıkla ve güvenli bir şekilde bu süreci tamamlaması. 


Zeynep Dağlı Kastro – Momento Kurucu & Genel Müdür 

“Sosyal bağlantımızı koparmıyoruz”

Momento olarak her sabah normal mesai başlangıcımızda, sanki ofisten içeri giriyormuş gibi birbirimize Slack üzerinden "Günaydın" diyoruz. Bu şekilde sadece sohbet amaçlı kullandığımız bir ofis kanalımız olduğu gibi her proje veya ekibin kendine ait iş akışlarını takip ettiği Slack gruplarımız mevcut. Kendi aramızda e-mail kullanımımız neredeyse hiç yok. Çünkü e-mailde aynı sıcaklığı bulamadığımızı hissediyoruz. Sıklıkla da ilgili konularda hızlı bir Zoom veya Hangouts videokonferansı ile bir araya geliyor ve başarılarımızı hep beraber kutluyoruz. Böylelikle #evdekalsak da birbirimizle olan sosyal bağlantımızı hiç koparmamış oluyoruz. Özellikle de bu gibi zor dönemlerde bu şekilde kenetlenmenin gerçek çıktıları ve değerleri yaratabilmekte kilit rol oynadığını düşünüyorum.