BMI Business School’dan İnsan Kaynakları yöneticilerine Özel CHRO Eğitim Programı / Stratejik İK Yönetimi Sertifika Programı
BMI Business School Istanbul, sektörden yoğun ilgili gören CFO ve CMO yönetici gelişim programlarına bir yenisini ekliyor! İnsan Kaynakları alanında deneyimli iş dünyası profesyonellerini, üst düzey İK yöneticisi koltuklarına hazırlamayı hedefleyen, “Geleceğin Lider CHRO’ları | Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı”, yeni dönemini Mart 2021’de Online olarak gerçekleştirecek.
Geleceğin Lider CHRO’ları | Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı hakkında detaylı bilgi için linki ziyaret edebilirsiniz.
Sektördeki lider kurumlar, insan sermayelerini en az finansal sermayeleri kadar stratejik olarak yönetiyor ve İnsan Kaynakları liderlerini stratejik karar alma sürecinin bir paydaşı haline getiriyorlar. Günümüzde İnsan Kaynakları fonksiyonu, kurumun hedeflerine ulaşmasında önemli sonuçları olan, stratejik bir iş birimi olarak tanımlanıyor ve bu bakımdan İK yöneticilerinden beklenti giderek artıyor.
İnsan Kaynakları yöneticilerinin bu artan görev ve sorumluluklarını iyi analiz eden ve bu beklentiyi karşılamak için harekete geçen BMI Business School Istanbul, düzenlemekte olduğu yönetici gelişim programlarına bir yenisini ekleyerek “Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı” için hazırlıkları tamamladı. Daha önce ODTÜ, Marmara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi gibi birçok üniversitede İnsan Kaynakları uzmanlık sertifika programları düzenleyen BMI, bu sefer 5 ve üzeri yıl deneyimli İK profesyonellerini hedefleyerek özel bir yönetici gelişim programı hazırladı. Harvard, Stanford, Columbia gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinin yönetici geliştirme programlarının muadili olarak hazırlanmış ve tasarlanmış olan program, liderlik özelliklerine sahip ve şirket stratejisine katkı sağlayabilecek Üst Düzey İnsan Kaynakları Yöneticileri yetiştirmeyi hedefliyor.
Bu doğrultuda, Geleceğin Lider CHRO’ları | Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi Sertifika Programı’nın amacı, İnsan Kaynakları alanında deneyim sahibi ve bu alanda kariyerini geliştirmeyi hedefleyen profesyonelleri, En Üst Seviye İnsan Kaynakları Yöneticisi (CHRO) rolüne hazırlamak, güncel uluslararası İnsan Kaynakları trendlerine hâkim ve güçlü liderlik özelliklerine sahip İnsan Kaynakları yöneticileri olarak iş dünyasına kazandırmak olarak belirlenmiş. Günümüz İK yöneticilerinin sahip olması gereken bilgi, yetkinlik ve becerilerini kapsamına alındığı eğitim programı, toplam 10 gün (5 Hafta sonu) sürüyor ve katılımcılar eğitim boyunca Türkiye’nin İK alanında en deneyimli akademisyenleri ve sektörün lider İK yöneticileri ve yönetim danışmanlarından eğitim alıyorlar.
Program İçeriği ve Eğitmen Kadrosu
Alışılagelmiş İnsan Kaynakları eğitimlerinden farklı olarak, kurumun stratejik hedefleri ve sektördeki fırsatlar doğrultusunda insan sermayesini yönetmeyi, organizasyonel gelişime ve dönüşüme liderlik etmeyi ve kurum içerisinde İnsan Kaynakları fonksiyonunu gerçekten stratejik bir iş ortağı olarak geliştirmeyi aktaran eğitim programı, bu özellikle İnsan Kaynakları uzmanlığının ötesine geçmeyi ve stratejik yönetim perspektifi kazandırmayı hedefliyor. Bu bakımdan, performans yönetimi, ücret yönetimi, iş hukuku, kariyer yönetimi gibi temel İK alanlarının yanı sıra, stratejik düşünme ve yönetim, stratejik iş gücü planlama, çevik yönetim, dijital İK, İK analitiği, işveren markası gibi daha güncel ve yönetimsel konular da eğitim programı kapsamında en güncel örnekler ile inceleniyor.
Eğitim programına, İnsan Kaynakları, işe alım, organizasyonel gelişim, personel yönetimi ve benzeri alanlarda, en az 5 yıl deneyim sahibi, üniversite mezunu ve halihazırda kurumlarında orta düzey yönetici olarak çalışan / yönetici adayı olarak gösterilen iş dünyası profesyonellerinin katılımı kabul ediliyor. Bunun yanı sıra, kendini İnsan Kaynakları ve iş gücü yönetimi alanında geliştirmek isteyen işletme sahipleri, yönetim kurulu üyeleri, genel müdürler ve aktif şekilde ekip yöneten, satış, pazarlama, finans gibi diğer departmanlardaki üst düzey yöneticilerin katılımı da kabul edilmekte.
Program Eğitmen Kadrosu’nda;
Prof.Dr. Murat Engin (Galatasaray Üniversitesi), Prof. Dr. Ahmet Acar (İstanbul Üniversitesi), Dekan Prof. Dr. Canan Sümer (Özyeğin Üniversitesi ), Prof. Dr. Cavide Uyargil (İstanbul Üniversitesi), Prof. Dr. Canan Çetin (Marmara Üniversitesi), Prof. Dr. Gönen Dündar (İstanbul Üniversitesi)
gibi çok değerli akademisyenlerin yanı sıra, aynı zamanda sektörün önde gelen kurumlarından birçok üst düzey İK yöneticisi ve yönetim danışmanı;
Cenk Akıncılar ( QNB Finansbank / CHRO ), Bahattin Aydın (Yıldız Holding / CHRO ), Bülent Bayram (Vodafone Türkiye / CHRO ), Gökhan Denizhan (LC Waikiki / CHRO ), Hakan Alp(Yapı Kredi Bankası / CHRO ), Dr. Senay Kızılkaya (Novartis İlaç / CHRO), Yasin Altunkaya (Data Expert / Partner), Cem Ağın (Bilkent Holding / CHRO) eğitmen olarak yer almakta.
Güçlü eğitmen-konuşmacı kadrosu ile dikkat çeken eğitim programı hakkında daha detaylı bilgi almak için web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Eğitim, covid-19 salgını sebebiyle alınan önlemler doğrultusunda, Mart 2021’de online eğitim olarak gerçekleştirilecek. 10 gün – 5 haftasonu boyunca, 6 saatlik online seanslar şeklinde gerçekleştirilecek eğitimde katılımcılar canlı sınıf ortamında sunumların yanı sıra networking ve deneyim paylaşımı seansları, vaka incelemeleri ve uygulama çalışmaları gerçekleştirecek. Programın yeni dönemi 6 Mart 2021’de başlıyor, detaylı bilgiye https://www.bmieducation.com/executive-education/chro-executive-education?utm_source=hrdergi_chro adresinden ulaşabilirsiniz.
Devamını Oku
Mey|Diageo; pandemi öncesinde başlattığı değişim süreci kapsamındaki aksiyonlarını, değişen iş yapış şekilleri ve çalışanların ihtiyaçları doğrultusunda yenileyerek esnek ve mekân bağımsız çalışma düzenine geçti.
Pandemi döneminde mekân bağımsız çalışma düzenine geçen ilk şirketlerden biri olan Mey|Diageo; pandemi öncesinde başlattığı değişim süreci kapsamındaki aksiyonlarını, değişen iş yapış şekilleri ve çalışanların ihtiyaçları doğrultusunda yeniledi. 1 Ocak 2021 itibarıyla esnek ve mekân bağımsız çalışma düzenine geçen şirket; yeni düzeni Çalışma Modeli, İletişim ve Yetkinlik olmak üzere 3 odak alanı üzerine yapılandırdı. Esnek çalışma düzeninde çalışma mekanları, buna bağlı yan haklar, çalışma saat düzenleri, iletişim ve yetkinlikler gibi konularda yenilikler getiren Mey|Diageo; bu sayede tüm çalışanların pozisyonlarından bağımsız olarak, tamamen birbirlerine saygı ve güven duyduğu, hiyerarşiden arınmış, adaleti merkeze alan, empati ve şefkat odaklı, her yönden çevik bir ekosistem yaratmayı hedefliyor.
Uzun süredir üzerinde çalıştıkları değişim projesi kapsamında yeni bir çalışma yaklaşımı belirlemenin kendileri için en öncelikli konulardan biri olduğunu dile getiren Mey|Diageo İnsan Kaynakları Direktörü Birsen Çevik Akgünlü, “Bu yenileme sürecinin arka planında, yeni dünya düzeninin getirdiği koşulların yanı sıra çalışanlarımızın değişen ve gelişen beklentileri de yer aldı. Çalışanlar özellikle pandemi sonrasında ‘iş-yaşam dengesi’nden ‘iş-yaşam entegrasyonu’na doğru evriliyor, toplantı ve e-posta sayılarını azaltıp iş süreçlerini sadeleştirmek istiyor. Dijitalleşen iş yapış biçimiyle şeffaf iletişim ve güven ihtiyacı ise her zamankinden daha fazla ön plana çıkıyor. Biz de değişim projemiz kapsamında tüm bu yeni koşulları da göz önünde bulundurarak ‘Yeni Bi’ Başlangıç’ yaptık ve çalışma yaklaşımımızı tamamen yeniledik.” diyor.
Çalışanların %85’i hibrit modelde çalışmak istiyor
Mey|Diageo’nun çalışanlarına yaptığı ankette; çalışma şekillerinin esnetilmesine yönelik alternatif sorular soruldu. Çalışanların %85’i hibrit modelde çalışmak istediğini ifade ederken, tam zamanlı ofisten çalışmak isteyenlerin oranı %4, tam zamanlı uzaktan çalışmak isteyenlerin oranı ise %11 olarak gerçekleşti. Anket sonuçlarını ve Diageo’nun global uygulamalarını temel alan yeni çalışma modeli, herkesin ihtiyacına göre ve esnek olarak çalışmaya izin verecek şekilde yenilendi. Çalışanların tam zamanlı mekân bağımsız, tam zamanlı ofisten ve her ikisinin bir arada yer aldığı hibrit modelle çalışabildiği yeni çalışma modeli çerçevesinde, işinin gereklilikleri dolayısıyla sürekli ofisten çalışmak durumunda kalan görevler dışında tüm merkez ofis çalışanları kişisel ihtiyaçlarına göre çalışma şekillerini esnetebiliyor. Ayrıca mekân bağımsız çalışmayı tercih eden çalışanlara, çalışılan ortamın ergonomisine destek, internet desteği gibi yapılandırılan yeni yan haklar da tanınıyor.
Çalışma mekânını verimlilik odağında çalışanın tercihine bırakıp iş yerine 24 saat içerisinde ulaşılabilir olmasını bekleyen Mey|Diageo, ofiste çalışmak isteyen çalışanları için ulaşım kolaylığı sağlamak amacıyla İstanbul Avrupa yakasındaki merkez ofisin yanı sıra Anadolu yakasında da bir uydu ofis açmayı planlıyor. Merkez ofisini de pandemi sonrası oluşan ihtiyaçlar çerçevesinde yenileyen Mey|Diageo; dezenfektasyon alanları, her katta çay/kahve istasyonları, 2 metre koridor mesafesi, separatörle ayrılmış workstation’lar, masa/oda rezervasyon sistemi, esnek personel servisi gibi uygulamalarla çalışanlarının ofisteki sağlık ve güvenliğini sağlamayı da amaçlıyor.
Çalışanın kendi ihtiyacına göre düzenlediği esnek çalışma saatleri
Çalışanların bireysel ihtiyaçlarını düzenlemelerini sağlayabilmek için grup veya farklı bölümler arası toplantıları gün içinde belli saatler arasında yapma kararı alan Mey|Diageo, bu sayede pek çok kişinin bir arada çalışmasının gerektiği saatlerin belli olmasını ve diğer saatleri de çalışanın kendi ihtiyaçlarına göre düzenlemesine yardımcı olmayı hedefliyor. Çalışanlar çalışma saatlerini kendi düzenlerine göre esnek olarak planlayabiliyor ve bunu ekip arkadaşlarıyla paylaşabiliyor.
İşin kalbinde iletişimi ve yetkinlikleri güçlendirme var
Yaptığı düzenlemelerin merkezine iletişimi koyan Mey|Diageo, uzaktan çalışma esnasında iletişimi eskisi gibi güçlü kılabilmek ve bunun devamlılığını sağlayabilmek amacıyla pandemi öncesi yaptığı sohbetleri sanal ortama taşıyor. Mekân bağımsız esnek çalışma modelini destekleyecek çeşitli teknolojik platformları da çalışanlarının kullanımına sunan Mey|Diageo, bu platformların daha etkin ve verimli kullanılabilmesi için dijital kılavuzlar hazırlayıp çalışanlarıyla paylaşıyor. Çalışanlarının yetkinliklerini artırmak için dijital platformları nerede nasıl kullanabileceklerine dair dijital atölyeler de düzenleyen şirket, dijital akademisi üzerinden çevik düşünme, değişimde esneklik, dijital çağda yenilikçilik gibi konularda eğitimler yayınlıyor.
“Yeni çalışma yaklaşımımız politikadan öte, bir felsefe”
Yeni çalışma yaklaşımlarının politikadan öte, bir felsefe olduğunu ifade eden Birsen Çevik Akgünlü sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu felsefe yolculuğunda oluşturmaya çalıştığımız ekosistemi çalışanlarımızla birlikte inşa etmek istedik; çünkü arkasındaki düşünce yapısının tüm çalışanlar tarafından anlaşılması bizim için büyük önem taşıyordu. Bu nedenle farklı departmanlardan bir komite oluşturduk. Değişen ihtiyaçlar ve çalışanların geri bildirimleri doğrultusunda neler yapılabileceği üzerinde beraber çalışıp karar alan komite, alınan kararları tüm şirketle paylaşıyor. Yapılan ve yapılacak uygulamalar da bu kararlara dayanıyor.”
Devamını Oku
“Duygusal çeviklik, Covid sürecinde kritik başarı faktörü”
Covid19 salgınının iş ve çalışma hayatında yol açtığı değişimleri inceleyen Altınbaş Üniversitesi Öğr.Üy. Doç. Dr. Dicle Yurdakul, yükselen dijital eşitsizliğe dikkat çekti ve pandeminin iş hayatında adaptasyon, dayanıklılık ve esnekliğin önemini artırdığını vurguladı.
Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğr.Üy. Doç. Dr. Dicle Yurdakul COVID-19 pandemisinin çalışma hayatında önemli değişikliklere yol açtığını belirterek yaşanan değişimin 7 başlıkta incelenebileceğini belirtti. Yaşanan değişimin başında yeni nesil eşitsizliklerin geldiğini vurgulayan Yurdakul’un verdiği bilgiye göre, Covid pandemisinde dünyanın karşılaştığı olgulardan biri, yükselen dijital eşitsizlik oldu. Yeni normalde eşitsizlik tanımının genişlediğini belirten Doç. Dr. Yurdakul, “Artık gelir, cinsiyet, köken vb. değişkenlerin yanı sıra dijital eşitsizlik de önemli bir sorun olarak karşımızda. Giderek derinleşen bu eşitsizlik uçurumunu kapatabilmek için neler yapılması gerektiği önemli gündem maddelerimizden biri.” dedi.
“İK uzmanları çok daha kilit bir göreve sahip”
İnsan kaynakları yönetiminin de Covid’le değiştiğini belirten Doç. Dr. Yurdakul, “Bu süreç bazı çalışanların çok daha yoğun çalıştığı, ekip içinde asimetrik iş yükleri ile sonuçlanan bir süreç oldu. Dolayısıyla öncelikle ekip yönetimi ve verimli çalışma açısından yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu görüldü. Çalışanların, bütünün içindeki yerlerini görebilmeleri ve yaptıkları işin çıktılarının neden önemli olduğunu kavrayabilmeleri için daha iyi bir planlama ve iletişime ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Gerek çalışan adaptasyonu, ‘iyi oluş’u ve motivasyonu, gerekse kurumsal sürdürülebilirlik açısından insan kaynakları uzmanlarının çok daha kilit bir göreve sahip olduklarını söylemek mümkün” dedi.
Gallup araştırmasına göre %60 evden çalışma diyor
Pandeminin uzaktan çalışmayı da dünyanın gündemine getirdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Dicle Yurdakul, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre gelişmiş ülkelerde çalışanların yüzde 27’sinin uzaktan çalışmaya devam edebilecek durumda olduğunu belirtti. “Ancak bu herkesin evden çalışmaya devam etmek istediği anlamına gelmiyor” diyen Yurdakul şu bilgileri verdi: “Amerika Birleşik Devletleri’nde Gallup tarafından yapılan bir araştırmaya göre, karantina sona erse de risk nedeni ile evden çalışmaya devam etmek isteyen çalışanların oranı yaklaşık yüzde 60. Öte yandan uzaktan çalışma birçok çalışan için iş-özel hayat dengesinin tamamen ortadan kalkması, uzun mesai saatleri, sosyal izolasyondan kaynaklanan ruhsal sıkıntılar, anlam kaybı ve kimlik sorgulamalarını beraberinde getirdi. Sosyalleşme ve aidiyet ihtiyaçlarımızın karşılanamadığı bu dönemde, uzaktan çalışmanın olumsuz etkileri yoğun bir biçimde hissedildi. Ofis çalışmasının beraberinde getirdiği sosyal ve ekonomik etkinin uzaktan çalışma ile sağlanabilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı söylenebilir, ancak bu gelişime açık bir alan olarak görünüyor.”
“Anlam arayışı sürüyor”
İnsanın anlam arayışının da devam ettiğini belirten Yurdakul, “Bu süreçte özellikle kamu yararına yönelik sektörlerde (sağlıktan eğitime, lojistikten kimya sektörüne kadar) çalışanların insanlık için iyi bir şeyler yapıyor olmanın getirdiği yüksek motivasyonla uzun mesailer boyunca yoğun bir şekilde çalıştıklarına tanık olduk. Pek çok şirket ve çalışan, bu durumu gururla raporladı ve duyurdu. Mevcut koşullarda giderek daha da yoğunlaşan insanın hayatta bir anlam bulmaya yönelik arayışı, bazı meslek sahipleri için işin anlamlı hale gelmesi ile kısmen de olsa cevap buldu. Bu konunun özellikle Z kuşağı için büyük anlam ifade ettiği ve çalışan markasının önemli boyutlarından biri olduğunu da akılda tutmak gerekiyor” dedi.
“Kapsayıcılık ve çeşitlilik önem kazandı”
İş dünyasının, Covid sürecinde kapsayıcılık konusuna daha fazla eğilmek gerektiğini de anladığını belirten Yurdakul, “Yaş ve cinsiyet başta olmak üzere pek çok demografik değişken Covid sürecinde neden daha kapsayıcı ve çeşitli bir işgücü portföyü oluşturmamız gerektiğini bize gösterdi. Dolayısıyla üst kademelerde daha çok kadın ve genç görmek belki de eskisinden daha mümkün olacak” diye konuştu. Yurdakul, işlerin daha anlamlı ve motive edici hale getirilmesi, yaratıcı ve özgür bir kurum kültürü oluşturulması ve tüm örgütlerin daha kapsayıcı ve çeşitli hale getirilmesinin yalnızca özel sektör için değil, tüm kurumlar için üzerinde çalışılması gereken alanlardan bazıları olduğunu kaydetti.
“Yeni dünyada insanın rolü sorgulanıyor”
Teknolojik gelişmelerle insanın iş hayatındaki rolünün sorgulandığı bir dönemden geçtiğimize dikkat çeken Doç. Dr. Dicle Yurdakul, “Ancak pandemi süreci, tek başına teknolojinin insan ihtiyaçlarını tatmin etmekten uzak olduğunu gösterdi. İnsan faktörü başta eğitim ve sağlık olmak üzere pek çok sektörde önemini her zamankinden daha fazla hissettirdi. Teknoloji-insan etkileşimi geleceğin iş dünyasının en önemli konularından biri olmaya devam edecek” dedi.
“Duygusal çeviklik ve dayanıklılık kritik başarı faktörü”
Pandeminin en önemli çıktılarından birinin adaptasyon, dayanıklılık ve esnekliğin öneminin derin tecrübelerle kavranması olduğunu belirten Yurdakul, “Bu süreçte bazı girişimlerin ilk şokun ardından karşılaştıkları sorunları diğerlerine kıyasla çok daha hızlı bir biçimde çözmeyi başardıklarını gördük. Gerek girişimcilerle yaptığımız görüşmeler gerekse bu konuda paylaşılan veriler ve yorumlar gösteriyor ki, özellikle küçük ölçekli girişimler için hayati derecede öneme sahip olan konu, liderlerinin duygusal çeviklik düzeyi. Duygusal çevikliği yüksek olan bireyler bu gibi süreçlerde ilk şoku atlattıktan sonra hızla toparlanıp, durum analizi ve aksiyon planlarını oluşturarak ekiplerini de ayağa kaldırmayı ve yollarına eskisinden daha da güçlü olarak devam etmeyi bildiler” değerlendirmesi yaptı.
Gig ekonomisine dair soru işaretleri
Covid öncesi çalışmalarda Gig ekonomisinin (Gig ekonomisi; bağımsız (freelance) çalışanların ve kendi kendinin patronu olanların yarattığı ekonomi modeli) hızla büyüyeceğine dair öngörülerin ağırlıklı olarak yer aldığını ifade eden Yurdakul, Gig ekonomisinin geleceğiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Covid süreci, bu önermeyi de soru işaretlerine maruz bıraktı. Nisan ayında ABD’de yapılan bir araştırmaya göre Gig çalışanların yüzde 70’i pandemi sırasında işverenlerden yeteri kadar destek alamadıklarını belirterek durumdan duydukları memnuniyetsizliği ifade etti. Çalışanların bu memnuniyetsizliğinin ardında yatan önemli bir faktör de sağlık sistemine erişim ve sigortalılık durumlarına ilişkin sorunlardan kaynaklanıyor. Gig ekonomisinde esneklik ve düzenli gelir ve haklara sahip olma arasındaki fiili ve algısal dengenin bozulmuş olması olası. Bu durum da Gig ekonomisinin ilerleyen dönemlerdeki seyrine ilişkin soru işaretleri doğuruyor.”
Devamını Oku
Kaspersky tarafından çeşitli sektörlerden 8.000 KOBİ çalışanıyla yaptırılan yeni küresel araştırma, çalışanların neredeyse dörtte üçünün (%82) COVID-19 öncesi çalışma yöntemlerini yeniden değerlendirdiğini ortaya koydu. Çalışanlar artık eskiden olduğu gibi işe geri dönmek yerine sevdikleriyle daha fazla zaman geçirmek (%53), tasarruf etmek (%39) veya uzaktan çalışma (%38) gibi fırsatlarla iş dünyasının geleceğini kendi şartlarına göre şekillendirmek istiyor.
Aniden ezici bir şekilde uzak iş gücüyle karşı karşıya kalan yöneticilerin güvenli ve dirençli kalabilmek için bu yeni duruma hızlı bir şekilde adapte olmaları gerekirken, çalışanlar da bu değişimi dünün önceliklerini yeniden değerlendirmek ve kendileri için gerçekten önemli olan şeyler etrafında yeni bir gelecek planlamak için kullanıyor. İş ve ev yaşamı değiştikçe, çalışanlar artık kendini sürücü koltuğunda hissediyor.
Daha önceki katı iş rutinlerinin zincirlerinden kurtulmak için çalışanlar iş için bir sonraki normali yeniden düşünürken, daha çevik, uyumlu ve insancıl çalışma kültürlerine ilham veriyor. Her beş çalışandan neredeyse ikisi (%42) 9-5 çalışma yapısını geride bırakmak istiyor. Benzer bir oranda çalışan (%43) sabit ofis masalarının arkasını görmeye hazır ve yaklaşık üçte biri (%37) beş günlük çalışma haftasının sonu gelsin istiyor.
Araştırma ayrıca çalışanların yaklaşık üçte birinin (%32) uzaktan çalışmayı aileyle zaman geçirmenin (%47) ve para biriktirmenin (%41) ardından yeni koronavirüsün bir yan ürünü olarak gelen üçüncü en büyük fayda olarak gördüğünü vurguluyor. Sözü edilen avantajların çoğu, iş dışındaki kişisel zenginleştirme için yeni fırsatların peşinde koşmak etrafında dönüyor.
Çalışanlar daha ileri görüşlü ve esnek çalışma yöntemlerini benimsemeye devam ettikçe, işletmelerin sağladıkları desteği artırması ve uyarlaması kritik önem taşıyor. İş gücünün üçte birinden fazlasının (%45) uzaktan çalışırken organizasyonlarından aktif olarak daha fazla teknoloji desteği istediği düşünüldüğünde, kullanıcıları üretken, bağlantılı ve güvende tutmak için araçlar ve teknoloji sağlama ihtiyacı hiç bu kadar önemli olmamıştı.
Kaspersky Ticari Faaliyetler Yöneticisi Alexander Moiseev araştırmaya dair şunları söylüyor: “Belirleyici bir dönemle karşı karşıyayız ve bu çok heyecan verici. Bu salgının dijital dönüşümü ve iş ve ev yaşamlarımızın harmanlanmasını hızlandırdığı açık bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Şu anda gördüğümüz şey, çalışanların yeni bir geleceğe sahip olmak için teknolojiyi kullandığı ve daha fazla özgürlük ve esneklik arayışındayken değişikliği kucaklamada aktif olarak liderlik ettiği yönünde. Şirketlerin artık modern işyerini daha üretken, sürdürülebilir ve şekillendirilebilir bir yapıya uyarlama ve yeniden şekillendirme yetkisi var."
Devamını Oku
Turkcell Global Bilgi, çalışanlarına ofiste gerçekleştirdikleri tüm işlemleri dijital ortam üzerinden gerçekleştirme imkanı sunan ‘Globalim’ uygulamasını hayata geçirdi. Turkcell Global Bilgi çalışanları hem mobil hem de web üzerinden ulaşılabilen uygulamayla bordro görüntüleme, eğitim fırsatlarını takip etme, evrak onaylama gibi pek çok hizmete hızla ve kolayca ulaşabiliyor.
Yurt içinde ve yurt dışındaki 25 deneyim merkezinde 16 bin çalışanıyla müşterilerine hizmet veren sektörünün öncüsü Turkcell Global Bilgi, dijitalleşme kapsamında ‘dijital ofis’ uygulaması ‘Globalim’i çalışanlarının hizmetine sundu.
Dijital İK Gönüllüleri’nden gelen fikirler ışığında, İnsan Kaynakları ve Bilgi Teknolojileri ekiplerinin desteğiyle yürütülen “Dijital İnsan Kaynakları Projesi” kapsamında geliştirilen ‘Globalim’ uygulaması, sade ve esnek yapısının yanı sıra kişiselleştirilebilen bir ürün.
‘Dijital deneyim platformu’ olarak tanımlanan ‘Globalim’ uygulamasına hem mobil hem de web üzerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor. Çalışanlar uygulama aracılığıyla çalışma arkadaşlarıyla canlı yayınlara katılabiliyor, kariyer fırsatlarını inceleyebiliyor, ihtiyaç duydukları kişilerin yetenek ve iletişim bilgilerine rahatça ulaşabiliyorlar.
Tek tuşla tüm ofis hizmetleri bir arada
Uygulamada ayrıca, tek tuşla bordro görüntüleme, kişisel gelişimi ve motivasyonu destekleyici paylaşımları takip etme, izin girişi yapma, eğitim fırsatlarını görebilme, operasyonel verilerini görüntüleme, çevik board ile işlerini takip edebilme, dijital imza ile evrakları onaylayabilme ve servis saatlerini inceleme gibi birçok farklı özellik bulunuyor. Kullanıcılar kendi tercihlerine göre kişiselleştirebildikleri uygulama üzerinden hem sosyalleşebiliyor hem de dijital asistan desteği alarak sorularına kolaylıkla yanıt bulabiliyorlar.
Zafer Çavdar: Dijitalleşme çalışmalarımız hız kesmeden sürecek
Turkcell Global Bilgi İnsan Kaynakları Direktörü Zafer Çavdar, şirketlerini dijitalleşme yolculuğunda bir adım öteye taşıyan ve “çalışanlara eşsiz bir dijital deneyim yaşatmak” vizyonuyla geliştirilen ‘Globalim’ uygulamasının haklı gururunu taşıdıklarını belirtti. Çavdar, “Pandemi süreci tüm şirketlere dijitalleşmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu net bir şekilde gösterdi. Turkcell Global Bilgi olarak biz de dijitalleşme yolculuğumuzda çalışanlarımıza daha etkin hizmet sunabilmek ve verimliliğimizi artırabilmek adına örnek bir uygulama geliştirdik. Önümüzdeki dönemde de çalışanlarımızın dijital deneyimlerini artırabilmek için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. ‘Globalim’ uygulamasının gelişim yolculuğu boyunca gücüne güç katmaya devam etmesini ve ‘dijital insan kaynakları’ uygulaması alanında herkese örnek olmasını ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Devamını Oku