COVID-19 salgını İnsan Kaynakları yönetiminde neleri değiştirecek?

Haziran 06, 2020

Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Doç. Dr. Dicle Yurdakul, Koronavirüs salgını sonrasında İnsan Kaynakları uzmanlarının çok daha kilit bir role sahip olacağını belirterek, “İşlerin daha anlamlı ve motive edici hale getirilmesi, yaratıcı ve özgür bir kurum kültürü oluşturulması ve tüm örgütlerin daha verimli hale getirilmesi çok önemli. Üst kademelerde daha çok kadın ve genç göreceğimizi düşünüyorum” dedi.

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dicle Yurdakul, Koronavirüs sonrasında çalışma hayatında köklü değişiklikler olacağını belirterek, “Ekip yönetimi ve verimli çalışma açısından yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu açık. Çalışanların, bütünün içindeki yerlerini görebilmesi ve yaptıkları işin çıktılarının önemini anlayabilmesi için daha iyi bir planlama ve iletişime ihtiyaç olduğu görülüyor” dedi. Yeni dönemde insan kaynakları uzmanlarının çok daha kilit bir role sahip olacaklarını vurgulayan Yurdakul, evden çalışmanın yol açtığı sorunlarla ilgili olarak şunları söyledi: “Uzaktan çalışma, iş-özel hayat dengesinin tamamen ortadan kalkması, uzun mesai saatleri, sosyal izolasyondan kaynaklanan ruhsal sıkıntılar, anlam kaybı ve kimlik sorgulamalarını beraberinde getirdi. Sosyalleşme ve aidiyet ihtiyaçlarımızın karşılanamadığı bu dönemde uzaktan çalışmanın negatif etkileri yoğun bir biçimde hissedildi. Bu konuda yeni İnsan Kaynakları stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor.”

“EĞİTİM VE SAĞLIK ÖN PLANDA”

COVID-19 sürecinin daha kapsayıcı ve çeşitli bir iş gücü portföyü oluşturulması gereğini gösterdiğini de belirten Doç. Dr. Yurdakul, şöyle devam etti: “Üst kademelerde daha çok kadın ve genç göreceğimizi düşünüyorum. İşlerin daha anlamlı ve motive edici hale getirilmesi, yaratıcı ve özgür bir kurum kültürü oluşturulması ve tüm örgütlerin daha verimli hale getirilmesi de çok önemli. Kısa vadede ekonomik sürdürülebilirliklerine odaklanan şirketlerin, orta vadede bu konular üzerinde çalışması, sürdürülebilirlik açısından hayati öneme sahip.”

Pandemi sürecinin, teknolojinin tek başına insan ihtiyaçlarını tatmin etmekten uzak olduğunu gösterdiğini belirten Yurdakul, insan faktörünün öneminin başta eğitim ve sağlık olmak üzere pek çok sektörde daha iyi anlaşıldığını ifade etti. Doç. Dr. Dicle Yurdakul, eğitimcilerin, hiçbir gelişmiş platformun ya da eğitim teknolojisinin öğrenmede insan etkileşiminin yerini tutamayacağını birinci elden deneyimlediklerini belirtti.

“BAZI MESLEKLER ÖNEM KAZANDI”

Eski normalde görünür olmayan bazı mesleklerin her zamankinden fazla önem kazandığını da vurgulayan Yurdakul, bu konuda bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunun ortaya çıktığını belirterek şöyle dedi: “Kuryeler ve evlere servis yapan tüm dağıtım ekipleri, bunların başında geliyor. Sahada çalışan ve en yüksek riske maruz kalan bu grup için yan ödemeler ve farklı tazmin yöntemleri kullanan şirketler gördük. Ama bazı şirketler daha fazla sayıda personele istihdam sağlayabilmek için bu grubun maaş ve yan haklarını sabit tuttu. Salgında olası bir ikinci dalgaya hazırlık için bir planlamaya ihtiyaç duyulduğu ortada.”

Salgın sürecinin proje bazlı “Gig” işlerin büyüme hızına dair soru işaretleri oluşturduğuna da dikkat çeken Doç. Dr. Dicle Yurdakul şu öngörülerde bulundu: “Nisan ayında ABD’de yapılan bir araştırmaya göre proje bazlı çalışanların yüzde 70’i  pandemi sırasında işverenden yeteri kadar destek alamamaktan şikayetçiydi. Bu da ‘Gig’ ekonomisinin gelişimine dair soru işaretleri yaratıyor. Oysa Gartner tarafından yapılan bir araştırmaya göre şirketlerin yüzde 32’si maliyet düşürebilmek adına tam zamanlı personeli yarı zamanlı çalışanlarla değiştirmeyi düşünüyor. Dolayısıyla arz ve talep tarafında çelişen trendlerle karşılaşabiliriz.”