Şirketler performansı ölçüyor. Yetkinlikleri puanlıyor. Hedefler koyuyor, prim sistemleri tasarlıyor. Ama çoğu zaman en kritik soruyu sormadan ilerliyor: Bu insanı gerçekten ne harekete geçiriyor? Bugün iş hayatında gördüğümüz tükenmişlik, sessiz istifa, içe kapanma ve görünmez direnişin büyük kısmı düşük maaştan ya da ağır iş yükünden değil; yanlış motivasyon dilinden besleniyor. Çünkü motivasyon bir yan hak değildir. Bir prim değildir. Bir kampanya hiç değildir. Motivasyon bir iç mimaridir. Son yıllarda bu alanda dikkat çeken yaklaşımlardan biri olan Motivatör Değerlendirmesi, insanı “nasıl biri” olduğuna göre değil; hangi içsel ihtiyaçlarla harekete geçtiğine göre okumayı öneriyor. 23 farklı motivatör üzerinden bireyin iç dünyasını haritalıyor ve bu motivatörleri beş temel motivasyonel kimlik altında bütüncül bir çerçeveye oturtuyor. Bu motivatörler şunu gösteriyor: Bazı insanlar için başarı, sonuç ve hedef görmek en güçlü tetikleyicidir. Bazıları için takdir edilmek, değer görmek ve görünür hissetmek motive edici ana kaynaktır. Kimileri için öğrenmek, gelişmek ve özgürlük alanı bulmak olmazsa olmazdır. Bazıları için aidiyet, güven ve desteklenmek motivasyonun temelidir. Kimileri için ise etki yaratmak, anlam üretmek ve iz bırakmak her şeyin önüne geçer. Motivatör Değerlendirmesi, bu içsel sürücülerin hangilerinin baskın, hangilerinin zayıf olduğunu ortaya koyar. Aynı ekipte yer alan iki kişinin aynı hedef altında neden tamamen farklı tepkiler verdiğini görünür kılar. Aynı yönetim tarzının neden bazılarını parlatırken bazılarını sessizleştirdiğini açıklar. Burada önemli bir ayrım var: Bu bir kişilik testi değil. Bir performans ölçümü değil. Bir “etiketleme” aracı hiç değil. Bu çalışma bireye şunu söyler: “Sen bu koşullarda canlı hissediyorsun.” “Bu tarz ilişkiler seni büyütüyor.” “Şu beklentiler altında hızla yoruluyorsun.” “Burada geri çekilmen senin karakterin değil, uyumsuzluk.” Motivatör Değerlendirmesi’ni yapan çalışan için ne değişir? Çalışan, bazı işlerde neden sürekli kendini zorladığını, bazı ortamlarda neden sönüp bazı yerlerde neden parladığını daha net görür. “Ben yetersizim” duygusunun yerini “Ben farklı bir motivasyonla çalışıyorum” farkındalığı alır. Bu da özgüveni, yön bulma becerisini ve psikolojik dayanıklılığı güçlendirir. Peki şirket için ne değişir? Şirket motivasyonu artık herkese aynı paket olarak sunmaz. Kimin başarıyla kimin aidiyetle kimin öğrenmeyle, kimin anlamla beslendiğini görür. Bu da bağlılığı sloganlarla değil, tasarımla kurmayı mümkün kılar. Çatışmalar azalır, uyum artar, görünmez tükenmişlik daha erken fark edilir. Bugün iş dünyasının en büyük problemi artık “yetenek bulmak” değil; bulduğunu içeride canlı tutabilmektir. Motivasyonun dili değişti. Yeni dönem teşvikten değil, içsel uyumdan besleniyor. Motivatör Değerlendirmesi de tam olarak bunu deniyor: İnsanı rakamlarla değil, motivasyon haritasıyla okumayı… Detaylı bilgi ve uygulama: https://hrthinks.me/motivator-degerlendirmesi/ HRthinks.me işbirliğiyle yayınlanmıştır.
0
