Prof. Dr. Acar Baltaş: Para Mutluluk Getirir Mi?
Şubat 02, 2015
Ekonomik gelişmeleri inceleyen pek çok uzman, özellikle gelişmiş ülkelerde sürekli ekonomik büyümenin bir politik amaç olmaması gerektiğini söylemektedir. Örneğin Almanya’da yapılan bir araştırmada, katılımcıların büyük çoğunluğu “geleceği düşünmek ve planlamak” konusundaki gayretleri abartılı bulduklarını ve bugüne ve kendilerine daha çok önem verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Bunun nedeni, mutluluk ve refahın farklı kavramlar olmasıdır. Örneğin ekonomik gelişme ve tıbbi araştırmalardaki buluşların sonucu daha müreffeh bir toplum sağlamakta ancak bunun bireylerin mutlulukları üzerine çok fazla bir etkisi olmamaktadır.
Mutluluk Ölçümü
Bu nokta okuyucuların aklına, mutluluk gibi soyut bir konunun nasıl ölçüldüğünü getirmektedir. Örneğin mutluluğu ölçen bir araştırmada yer alan tipik sorular şunlardır;
- Her şeyi hesaba kattığımızda, bu günlerde hayatınızdan ne ölçüde memnunsunuz?
- Gelecekte beni iyi bir hayatın beklediğine inanırım.
- Tanıştığım insanlara güvenirim ve onlara dostça yaklaşırım.
- Yaşlandığımda yaşımdan daha genç göstereceğime inanıyorum.
Bu tür sorulara verilen cevapların, insanların hayat süreleri içinde büyük bir tutarlılık ve arkadaşlarının da bu kişilerle ilgili yaptıkları değerlendirmelerle uyumlu olduğu görülmüştür.
Kişinin kendisi ile ilgili olumlu değerlendirmeleri psikolojik sağlığın işareti olarak görülen davranışlarla ilişkilidir. Örneğin, kendilerinden ve hayatlarından memnun olduklarını söyleyenler, büyük bir ihtimalle çevrelerinde yardım sever kişiler olarak tanınmakta ve daha az psikosomatik hastalık belirtisi göstermektedir.
Psikologlara göre, insanı motive eden şey mutlu olmak değil, hayatıyla ilgili başarılı sonuçlar alacak davranışlar konusunda istekli olmaktır. Örneğin terfi etmek veya başarılı olmak için çalışmak, “gayret ve ödül” arasında böyle bir ilişki kurduğu için kişi kendini mutlu hissetmektedir. Bu sırada kişi işine severek gitmekte ve kendini, hayatı ve işini sevdiğini söylemektedir.
Yaşam Doyum Puanı
Yukarıda da belirttiğim gibi, insanların yaşam doyum puanları hayat boyunca, oldukça sabit kalmaktadır. Belirli olaylar meydana geldiği sırada bu doyum düzeyinde olumlu ve olumsuz yönde dramatik değişiklikler yapmakta, ancak bir süre sonra bireyler kendi doyum düzeyi çizgilerine dönmektedir.
Aşık olmak, evlenmek, piyangodan büyük ikramiye çıkması gibi olaylar bu çizgiyi yukarı doğru taşımakta; terk edilmek, boşanmak, işten çıkartılmak ise aşağı çekmektedir. Ancak hayat doyum puanı yüksek kişiler, ağır bir trafik kazasında kol ve bacak gibi, çok önemli bir organ kaybetmeleri durumunda bile, birkaç ay sonra yeni durumlarına uyum sağlayarak kaza öncesi doyum düzeylerine geri dönmektedirler.
Bu konuda verilecek en uç iki örnekten birincisi Dünya literatürüne geçmiş olan V. Frankl’ın 2. Dünya Savaşındaki tecrit kampında nasıl yaşamayı başardığını anlatan “İnsanın Anlam Arayışı” kitabıdır. İkincisi ise yönetmenine ödül kazandıran, “Yaşamak Güzeldir” filmidir. Bu filmde tecrit kampındaki bir baba oğlun hikayesi anlatılmakta ve babanın kamp içindeki bütün uygulamaları oğluna bir oyun gibi göstermesi esasına dayanmaktadır.
Bu gözlemler ve araştırmalardan elde edilen sonuçlar, toplumsal refahın, bireylerin mutluluk ve hoşnutluk konusundaki sübjektif algılarına dayandırılamayacağını ortaya koymaktadır. İnsanlar olumlu ve olumsuz yeni koşullara hızla uyum sağlamakta, kendi beyinlerinin motivasyonel sistemlerinin uzantısında ortaya çıkan tutumlarına göre bir yorum yapmaktadırlar.
Diğer taraftan, toplumların mutluluğunun ekonomik kalkınmaya bağlı olmadığını söyleyenlerin önemli bir yaklaşımı vardır. Buna göre, üzerinde yaşadığımız gezegenin geleceğinin tehlikededir. Artan refah sonucu, karbon ve diğer zehirli gazların salınımındaki artış Dünya için tehdit oluşturmakta, ancak refahın diğer yansımaları olan keman çalmak veya bale yapmak böyle bir tehdit yaratmamaktadır. Bu da konunun ne kadar çok yönlü olduğunu ortaya koymaktadır.
Sonuç
Hiç şüphesiz para doğrudan mutluluk getirmez. Ancak yeterli paraya sahip olmak hayatı kolaylaştırır ve hoşlanmadığımız işleri başkalarına yaptırma rahatlığını kazandırır. Bir düşünürün dediği gibi “Bir çek ile çözülebilecek problem, gerçek bir problem değildir”
Para hayatı kolaylaştırmak ve standardı yükseltmek için bir araçtır. Mutluluk ise hayat karşısında olumlu tutuma sahip olmakla şekillenen bir algıdır. “Sahip olmadıklarına ve değiştiremeyeceği olay ve durumlara” odaklanan bir kişiye kıyasla; “sahip olduklarına ve değiştirebileceği gelecekteki olacaklara” odaklanan kişi, mutlu ve kendinden hoşnut bir hayat yaşamak konusunda kesin ve açık bir imkana sahiptir.
Prof. Dr. Acar Baltaş
https://www.acarbaltas.com