İş Mahkemelerinde Zorunlu Arabuluculuk

Ekim 10, 2017

Türkiye genelinde yılda 400 bin iş davası istinaf ve temyiz süreleri hariç ortalama 454 günde sonuçlanıyor, bu ay İş Mahkemelerinde zorunlu hale gelmesi planlanan Arabuluculuk Hizmeti ile mahkemelerdeki bu yükün önemli oranda azaltılması planlanıyor.

Ülke genelinde yüzbinlerle ifade edilen iş mahkemeleri, hem çalışma hayatında hem de yargının gündeminde önemli bir yer tutuyor. İş akdinin feshi sonrasında, anlaşmazlıkların mahkeme sürecine gerek duyulmadan giderilmesini amaçlayan “dava şartı olarak arabuluculuk” şüphesiz ki iş hukukunda önemli bir reform niteliği taşıyacak.

Şu an meclis gündeminin ilk sırasında yer alan bu önemli hizmet kanunlaştığında; kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline gelecek.

Adalet Bakanlığı tarafından görüşme ve müzakerelerde bulunarak tarafların birbirini anlaması ve kendi çözümlerini üretmelerine yardımcı olmak amacıyla tayin edilecek tarafsız arabulucular yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta gibi kısa bir sürede konuyu mahkemeye taşımadan çözmeye çalışacak. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilecek.

Arabulucu Kimdir?

Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış, tarafsız ve bağımsız gerçek kişidir.

Arabulucunun söz konusu faaliyeti yürütebilmesi için; TC. Vatandaşı, Hukuk Fakültesi mezunu ve mesleğinde en az 5 yıllık kıdeme sahip olmak gerekiyor. Sonrasında arabuluculuk eğitimini tamamlayarak Adalet Bakanlığı tarafından yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olan kişiler Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından tutulan Arabulucular siciline kayıtlı olmak şartıyla arabuluculuk faaliyetini yürütebilirler.

Süreç Nasıl İşleyecek?

Ülkemizde arabuluculuk 22 Haziran 2012 tarihinde 6325 Sayılı HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNUN (HUAK) Resmi Gazetede yayınlanması ile yürürlüğe girmiştir.

HUAK’nun yürürlüğe girdiği 2012 yılından bu yana zorunlu olmamakla birlikte, Aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar dışında yabancılık unsuru taşıyanlar dâhil olmak üzere, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk hizmetinden faydalanılmaktadır. Bu kapsamda arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar, özel hukukun neredeyse tamamında görülmektedir. Bunlar arasında; ticari uyuşmazlıklar (çek-bono, rekabet yasağı, fikri mülkiyet, yayım sözleşmesi, banka ve finans kurumları ile yaşanan uyuşmazlıklar vb. arabuluculuğa elverişlidir) Bu uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması, ekonomik olduğu gibi ticari ilişkilerin korunmasını ve gizliliği sağlar. İşçi-işveren uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir bu sayede ve mümkün olan hallerde, iş ilişkisi korunabilir veya kısa sürede az maliyetle bir çözüme ulaşılabilir. Tüketici uyuşmazlıkları (kredi kartı, tüketici kredileri, bankacılık sözleşmeleri, ayıplı mal ve ayıplı hizmet, kargo sözleşmeleri, sigorta, ulaşım, paket tur, devre tatil, özel hastane işlemlerinden doğan vb. pek çok uyuşmazlık arabuluculuğa elverişlidir. Bu alanlarda varılacak dostane çözümler, arabuluculuğun diğer faydaları yanında, mal veya hizmet sağlayıcısının ticari itibarının korunmasına yardımcı olur. Kira bedelinin ödenmemesi, kira bedelini tespit ve tahliye gibi kira uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir. Dava ve icra takibi açılmadan az maliyetle kısa sürede uyuşmazlığın çözülmesini sağlar. Ortaklığın giderilmesi, Kat Mülkiyeti, miras hukuku, maddi ve manevi tazminat, sağlık hukuku, spor hukuku, komşuluk hukuku gibi birçok alanda mahkemeye alternatif olarak arabuluculuk faaliyeti tercih edilmektedir. Ancak bu arabuluculuk hizmetini almak ihtiyari yani isteğe bağlı olup zorunlu değildir.

Arabuluculuk Kanunu'nun 2012 yılında yürürlüğe girdiği günden bu yana arabulucuya götürülen toplam uyuşmazlıkların  % 90’nının işçi-işveren uyuşmazlığı olduğu ve bunların yüzde 100'e yakın oranda anlaşmayla sonuçlandığı görülmüştür.

Bu oran neden işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuğun zorunlu hale getirileceğini çok net açıklamaktadır.

Ekim ayı içinde Meclisten geçerek yasalaşması beklenen İş Mahkemeleri Kanunu tasarısı yürürlüğe girdiğinde işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava yoluna gitmeden önce bir arabulucuya başvurulması dava şartı haline getirilecektir. İşçi veya işveren Adalet Bakanlığı tarafından yetkilendirilen tarafsız kişilerden arabuluculuk hizmeti alacak yine de anlaşmaya varılamazsa buna ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin, dava dilekçesine eklenmesi ile dava yoluna gidilebilecektir.

Her koşulda bir kazanan ve bir kaybedenin olduğu davalar arabuluculuk yöntemiyle kazan-kazana dönüşecek…

Konu yargıya götürüldüğünde dosyanın incelenmesi sonucunda hâkim bir kanıya varacak ve taraflardan birinin lehinde karar verecektir. Davada karar usuli ve şekli kurallara uyularak hakim tarafından verilir. Ancak arabuluculukta kararı taraflar verir, davada delil niteliği taşımayacak bir belge veya konuşma kararda etkili olabilir. Arabuluculukta çözüm, her durumda tarafların kontrolündedir. Dolayısıyla tarafların beklemedikleri ve kabul etmeyecekleri bir çözüm ile karşılaşmaları mümkün değildir. İradilik ilkesi gereği taraf, sulhe ulaşma konusunda serbest iradeye sahiptir ve ancak kendisini tatmin edecek bir çözümü kabul edecektir. Bu sebeple arabuluculuğun kaybedeni yoktur ve kazan-kazan ilkesi geçerlidir.

Her süreçte olduğu gibi iş mahkemeleri sürecinde de davanın bir kazananı ve bir de kaybedeni vardır. Ancak ilgili anlaşmazlık yargıya taşınmadan önce arabuluculuk sürecinde çözülürse her iki tarafın da sadece karşılıklı iletişim kurarak maksimum kazanç elde edeceği bir sonuca varılacaktır. Arabuluculukta kaybeden olmayacak anlaşmazlık hem işçi hem de işverenin kazanacağı bir yöntemle çözülmüş olacaktır. Şirket içindeki çatışmaların azalması ve barışçıl yöntemler kullanılması verimliliğe katkı sağlarken, çalışan bağlılığını da arttıracaktır.

Arabuluculuk Kanunu'nun 2012 yılında yürürlüğe girdiği günden bu yana arabulucuya götürülen işçi-işveren uyuşmazlıklarında yüzde 100'e yakın oranda anlaşmayla sonuçlanmasının ana sebeplerinden biri kazan-kazan ilkesidir.

Arabuluculuk hizmeti ile hem zamandan tasarruf edilecek hem de süreç daha ekonomik olacaktır…

Türkiye’de iş davalarının sonuçlanma süreci ortalama 454 gündür. İş Mahkemeleri Kanunu'nda yapılacak bu değişiklik ile getirilecek zorunluluk sayesinde mahkemelerde birikmiş dosya sayısı zaman içinde azalacak ve davalar daha kısa sürede sonuçlanacaktır. Arabuluculuk hizmeti ile dava süreci başlamadan çözüme kavuşacak anlaşmazlıklar ise ortalama 3 hafta en fazla dört hafta içinde sonuçlanacaktır.

Ayrıca Arabuluculuk süreci yargı faaliyetine oranla daha ekonomiktir. Yargı harcı, bilirkişi  tebligat giderleri vs. her türlü masrafın yer almadığı bir iletişim ve müzakere sürecidir. Taraflar arabuluculuk ücretini aksi kararlaştırılmamışsa eşit olarak öderler. Arabuluculuk ücretleri, avukatlık ücretlerine nazaran daha ekonomiktir.

İş Mahkemeleri Kanun tasarısının yasalaşmasıyla iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları halinde, iki saatlik ücret tutarı hazineden ödenir. Adalet Bakanlığı web sayfasındaki istatistikler incelendiğinde işçi-işveren davalarının %41’inin bir günden daha kısa bir sürede çözüldüğü görülmektedir. Dolayısıyla hızlı ve pratik bir şekilde sonuca ulaşıldığında arabuluculuk hizmeti hem işçi hem de işveren için maliyetsiz olarak da alınabilmektedir.

Gizlilik esası sayesinde şirket sırları açığa çıkmayacağı gibi şahısların referanslarında da olumsuzluk oluşmayacaktır.

Yargı sürecinde dosya içinde yer alacak tüm bilgi ve belgeler açıklıkla mahkeme heyetine sunulmak durumundadır. Arabuluculuk faaliyeti içindeki her türlü bilgi ve belge ve tutulan kayıtlar ise gizlidir. Bu gizlilik ilkesi sayesinde mahkemedeki yargılama sisteminin aksine her türlü şirket sırlarının veya kişiye özel bilgilerin açığa çıkması engellenmektedir. Aksine davranışın cezai yaptırımları vardır.

Arabuluculuk Sürecinde Varılan Anlaşma Bağlayıcıdır

Arabuluculuk anlaşması her iki taraf içinde bağlayıcıdır. Taraflarsa dilerse bu anlaşma tutanağını görevli mahkemeye götürerek İcra Edilebilirlik Şerhi alabilirler. Arabulucu tarafından tutulan bu tutanak İcra Edilebilirlik Şerhi alınması halinde ilam niteliğinde belge sayılmaktadır. Bu şerhin verilmesi çekişmesiz yargı işi olup buna ilişkin inceleme hızlı bir şekilde dosya üzerinden yapılabilir.

Arabulucu Seçimi…

Arabulucuların seçilebilmesi için birkaç farklı merkezden yararlanılabilecektir. Arabulucular, Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı’ndaki listeden, “Arabuluculuk Dernekleri”inden veya özel arabuluculuk merkezlerinden seçilebilir.

İş mahkemelerinde zorunlu arabuluculuk sistemi yürürlüğe girdiğinde, adliye merkezlerindeki “Arabuluculuk Büroları” tarafından otomatik olarak arabuluculuk ataması yapılacaktır.

Ayrıca taraflar sürece avukatları ile de katılabileceklerdir.  

Sonuç olarak; İş Mahkemeleri Kanun Tasarısının yasalaşmasıyla birlikte, iş davalarında dava şartı haline gelmesi beklenen arabuluculuk uzlaşma kültürüne katkıda bulunacak, barış içinde, sürdürülebilir, dostane ilişkiler ortaya çıkaracaktır. Ayrıca işçi-işveren uyuşmazlıklarına getirilecek olan zorunlu arabuluculuk gönüllülük esasına göre yürütülen diğer özel hukuk uyuşmazlıklarının da arabuluculuk yöntemi ile çözülmesine katkı sağlayacaktır.  Aslında kurumlardaki İnsan Kaynakları departmanlarında da sorunlar arabuluculuk yöntemi ile çözülmektedir. İletişim ve Müzakere dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde her türlü sorunun çözümünde ana yoldur.

Arabuluculuk hizmetinin zorunlu hale gelmesi iş hayatında da iletişimin problem çözmede ana yol olmasını sağlayacaktır. Böylece anlaşmazlıklar, şirket sırları ya da kişilerin özel bilgileri deşifre olmadan her iki tarafın da kazanacağı bir yöntemle çözülmüş olunacaktır. Şirket içindeki çatışmaların azalması ve barışçıl yöntemler kullanılması verimliliğe katkı sağlarken, çalışan bağlılığını da arttıracaktır.

 

Soru ve görüşlerinizi info@burcumete.av.tr ye iletebilirsiniz.