Avita 2023 değerlendirme raporu sonuçları açıklandı AVİTA’nın geliştirdiği Çalışan Destek Programı; iş yerinde verimliliği ve kârlılığı artırmak amacıyla İnsan Kaynakları yöneticilerine ve kurumlara destek olmaya devam ediyor. İş-yaşam dengesini kurma konusunda yaklaşık 2 milyon çalışanın ve aile bireylerinin hayatında fark yaratıyor. AVİTA’nın 2023 yılında hizmet verdiği kurumların çalışan ve aile bireylerinin kullanımlarından derlediği raporda önemli detaylar yer alıyor. 2023 yılında çalışanlar en çok psikolojik destek aldı Son zamanlarda çalışanlara dair yapılan araştırmalara göre çalışanların yaşadığı sorunlar ve stres; iş kazalarına ve psikolojik kökenli hastalıklara, iş yerinde davranış bozukluklarına yol açabiliyor. Bu nedenle ruh sağlığımızda oluşan problemler hayatımızın her alanına sirayet ediyor ve mutlu bir şekilde yaşamımızı sürdürmeyi engelliyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) 2012'den beri yayımladığı Dünya Mutluluk Raporu'nun 2023 yılı sonuçlarında 150'yi aşkın ülke incelendi ve Türkiye 106. sırada yer aldı. AVİTA Çalışan Destek Programı değerlendirme raporunda çıkan sonuçlar, BM’nin raporunda da bulunan mutluluk tablomuzu özetliyor. Türkiye’nin önde gelen birçok markasına danışmanlık hizmeti veren AVİTA’nın Çalışan Destek Programı kullanımları üzerine hazırladığı rapor, Türkiye’nin mutluluk seviyesi konusunda bize önemli ipuçları veriyor. 2023 Yılı Değerlendirme Raporu’na göre en çok tercih edilen hizmet %44 ile Psikolojik Danışmanlık oldu. Çalışanların en çok talep ettiği ikinci hizmet ise %28 ile, 2023 yılında vatandaşların en çok sorun yaşadığı ev sahibi kiracı ilişkilerini konu alan Mevzuat Danışmanlığı oldu. Geçtiğimiz yılın en çok tercih edilen hizmetlerinden biri de Tıbbi Bilgi Danışmanlığı olarak raporda ön planda yer aldı. Tıbbi konularda desteğe ihtiyaç duyanların oranı %8 olurken, arayanlar en çok dahiliye ve çocuk hastalıkları konusunda destek aldılar. Çalışanların 2023 yılında danışmanlık aldıkları diğer alanlara baktığımızda, Sağlıklı Beslenme Danışmanlığı (%6), Mali Bilgi (%6), Veteriner Danışmanlığı (%2), Genel Bilgi (%6), Bel, Boyun, Sırt Ağrıları ve Ofis Ergonomisi (%1) de yer alıyor. 2023 yılında çeşitli konularda danışmanlık hizmeti alanların dağılımı %61 Kadın ve %39 Erkek olarak gerçekleşti. Erkek çalışanlar en çok Mevzuat Danışmanlığı hizmeti alırken ve kadın çalışanlar ise en çok Psikolojik Danışmanlık alanında hizmet almak için uzmanlara ulaştılar. Psikolojik Danışmanlık hizmetini alanların %83’ü kendileri ile ilgili destek alırken %15’i eşleri ve aile bireyleri, %2’si de çocukları ile ilgili konularda uzmanlara ulaştı. En fazla çağrı alınan psikolojik destek konusu %18 ile kaygı belirtileri oldu. Araştırmanın sonuçlarına göre çalışanların %8’i depresif belirtiler, %5’i çocuk gelişimi, %5’i ilişki sorunları, %4’ü evlilik sorunları üzerine danışmanlık almak için başvurdular. AVİTA Satış Müdürü Özge Yılmazlar, yaptığı açıklamada şunları belirtti: "Günümüzün hızlı tempolu iş ortamında, kurumlar çalışanlarına kapsamlı destek sağlamalarının önemini biliyorlar. Etkili bir çalışan destek programının, çalışan memnuniyetini ve üretkenliğini arttırdığını gözlemliyoruz. AVİTA olarak, 7 gün 24 saat boyunca Psikolojik Danışmanlık, Mevzuat Danışmanlığı, Tıbbi Bilgi, Mali Bilgi, Yenidoğan Bakımı, Sağlıklı Beslenme, Bitki Bakım Danışmanlığı, Bel-Boyun-Sırt Ağrıları ve Ofis Ergonomisi, Veteriner Danışmanlığı, TeknoDestek ve Genel Bilgi alanlarında çalışanların ve aile bireylerinin yanlarında oluyoruz. Gerekli durumlarda danışanlarımıza yüz yüze psikolojik danışmanlık hizmetleri de sunuyoruz. Kurumların çalışanlarına bu geniş kapsamlı destekle daha sağlıklı ve üretken bir çalışma ortamı sunmalarını amaçlıyoruz." dedi. Bankacılık sektörü ve kira uyuşmazlıkları ön planda Son dönemlerde tartışılan en önemli konular arasında yer alan ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar 2023 kullanımlarının ana maddeleri arasında kalmaya devam etti. Çalışanlar yaşadıkları bu sorunu çözebilmek adına çözüm yolları arıyorlar. AVİTA Çalışan Destek Programı 2023 Değerlendirme Raporu’nda yer alan sonuçlara göre çalışanların ve aile bireylerinin en çok danışmanlık hizmeti aldığı ikinci konu olan Mevzuat Danışmanlığı oranı %28 olarak gerçekleşti. Danışanların özellikle mevzuat danışmanları ile paylaştığı sorunlar arasında şu konu başlıkları öne çıkıyor; kira bedellerindeki artış, depozito bedeli, kiralık alanın tahliyesi, kiracının kirayı vaktinde ödememesi, mülkün tadilata girmesi, vb... Raporda dikkat çeken diğer bir konu ise en çok danışmanlık alan sektörler arasında bankacılığın ön plana çıkması. AVİTA 2023 Yılı Değerlendirme Raporu’na göre en çok danışmanlık alan meslek grubu %30 ile bankacılık sektörü oldu. Bankacılar özellikle psikolojik danışmanlık desteği alırken, iş stresi ve kaygı belirtileri sendromlarını dile getiriyorlar. Bir diğer konu başlığı da işe bağlı kariyer ve özel yaşam dengesi sorunları olarak ön plana çıkıyor. Bankacılık sektöründen sonra en çok danışmanlık alan sektörlerin başında teknoloji, enerji, havacılık ve lojistik geliyor.
Günümüz iş hayatında faaliyet gösteren şirketler, kurumlar; ilerleme, kurumsal başarı, yaratıcılık ve verimliliğin kaynağı olan fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden sağlıklı işgücüne ihtiyaç duymaktadır. Çalışanlar bedensel ya da ruhsal rahatsızlıklar (sağlık sorunları, yönetim sorunları, kişisel problemler, işyeri kuralları, isteksizlik) yaşamalarına rağmen, iş kaybetme korkusu ve kariyer hedeflerini gerçekleştirememe endişesi gibi çeşitli nedenlerden dolayı işyerlerinde bulunmaya devam etmektedir. Bu duruma presenteizm denir ve günümüzde iş ortamlarında giderek yaygınlaşmaktadır. Aslında ben burada yokum! Günümüz iş dünyasının sessiz sorunu olan Presenteizm; yani çalışanların hasta veya iş yapamayacak durumda olmalarına rağmen işe gelmeleri durumu, genellikle yüksek iş yükü, iş güvencesizliği, performans değerlendirmeleri ve ekip içi rekabet gibi sebeplerden kaynaklanıyor. Presenteizm, kısa vadede işlerin aksamadan yürümesini sağlayabilir, ancak uzun vadede hem çalışanlar hem de işverenler için ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. İş yerinde bulunma zorunluluğu, bazen çalışanların sağlıklarını ihmal etmelerine ve verimliliklerinin düşmesine yol açıyor. Çalışanlar açısından bakıldığında, sürekli olarak sağlık sorunlarını göz ardı etmek, fiziksel ve zihinsel sağlık problemlerinin kronikleşmesine neden oluyor. Bu durum, iş yerinde performansın düşmesiyle birlikte motivasyonun azalmasını ve genel yaşam kalitesinin olumsuz sonuçlanmasını beraberinde getiriyor. İşverenler için de presenteizm ciddi bir verimlilik kaybı anlamına geliyor. Kendini iyi hissetmeyen bir çalışanın işte bulunması, iş süreçlerinin yavaşlamasına, hata oranlarının artmasına ve genel iş kalitesinin düşmesine neden oluyor. Ayrıca, hasta bir çalışanın işe gelmesi diğer çalışanlara hastalık bulaştırma riskini artırarak, genel iş gücünün sağlık durumunu tehlikeye atıyor. AVİTA Çalışan Destek Programı İş Mükemmelliği Müdürü Banu Mercan Öztürk; “Presenteizmin önlenmesi için işverenler, çalışanların sağlıklarını korumalarını teşvik eden politikalar geliştirmelidir. Bu durum, doğru politikalar ve planlamalar yapılmazsa şirketin ticari kaybına neden olan sorunlardan bir tanesi haline gelebilir. Fortune Dergisinin Amerika Birleşik Devletleri’nde iş hayatında presenteizm ile ilgili yapmış olduğu araştırma makalesinde, işyerinde çalışanların sağlığına öncelik verildiği taktirde 1,5 trilyon dolarlık zararın önüne geçilebileceği belirtiliyor. Esnek çalışma saatleri, çalışan destek programlarının devreye alınması, uzaktan çalışma imkanları, sağlık destek programları ve çalışanların hastalandıklarında evde kalmalarını teşvik eden bir kurum kültürü oluşturmak bu sorunla başa çıkmada önemli adımlar olabilir. Çalışanların sağlıklı ve motive bir şekilde çalışmaları, uzun vadede hem bireysel hem de kurumsal başarının anahtarıdır. Türkiye temsili 1.210 beyaz ve mavi yakalı çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Çalışma Hayatı Analizi ve İyi Oluş Gereksinimleri Araştırmamızda çalışanların sağlık konusunda talepleri bulunduğunu görüyoruz. Çalışanlara zaman zaman dahi olsa araştırma yapmaları, bilgi edinmeleri ya da destek almaları gereken konuları sorduğumuzda; %60’ın üzerinde bir ortalamayla sağlık konularının öne çıktığını görüyoruz. Bu sağlık konuları tıbbi bilgiler (%63,2), bel-boyun-sırt ağrıları (%63,2), psikoloji (%61,9) ve sağlıklı beslenme ve diyet (%61,2) olarak sıralanıyor. Bu durum, çalışanların sağlıkla ilgili konuların kişisel öncelikleri arasında önemli bir yer tuttuğunu ve bu alanda sürekli bilgi edinme ihtiyacı hissettiklerini gösteriyor.” dedi. Presenteizmi Tetikleyen Faktörler Nelerdir? Presenteizmin kişisel ve kuruma bağlı birçok nedeni olabiliyor. Kurum kültürü, çalışanların işlerine sadakati, iş arkadaşlarına olan sorumluluk duygusu, iş kaybı korkusu, finansal süreçler bu nedenlerin başında geliyor. Ayrıca, iş yerinde rekabetin yüksek olması ve çalışanların kendilerini vazgeçilmez hissetme isteği de presenteizmi artırabiliyor. 1. Kurum Kültürü Kurum kültürü; iş kaybı korkusu, iş yükü, zaman baskısı gibi durumları etkiliyor. Örneği; bazı kurumlarda hasta halde işe gitmek takdir edilirken, bazılarında ise bu durumda iş yerinde bulunulması hoş karşılanmaz. Rekabetçi kültürlerde uzun mesai saatleri, yorucu iş seyahatleri ve hastayken işe gelmek performans göstergesi olarak görülür. Bu durum, çalışanları motive edebilir ama uzun vadede yıpratıcı olabilir. 2. Finansal Sebepler Birçok çalışan, işten izin almanın maaşlarında kesintiye yol açacağından veya performans değerlendirmelerini olumsuz etkileyebileceğinden endişe eder. Bu korku, hasta veya yetersiz hissetmelerine rağmen işe gelmelerine neden olabilir. Özellikle düşük gelirli çalışanlar, bir veya birkaç gün çalışmamalarının ciddi finansal zorluklara yol açabileceğinden dolayı, hasta olsalar bile işe gelmeyi tercih edebilirler. 3. İş Arkadaşlarına Karşı Sorumluluk Duygusu İş yerinde bulunma zorunluluğu hissi, sosyal baskı ve iş arkadaşlarının beklentileriyle de alakalıdır. Çalışanlar, iş arkadaşlarına ve yöneticilerine karşı sorumlu hissederek, sağlık durumları elverişli olmasa bile iş yerinde olmaya çalışabilirler. 4. İş Yükü İş yükü, uzun süreli fiziksel ve psikolojik çaba gerektirir ve iyi yönetilmediğinde çalışanları olumsuz etkileyebilir. Yüksek iş yükü ve zaman baskısı altında olan bireyler, hasta olsalar bile genellikle işe gitme eğiliminde olurlar. Bu durum stres düzeylerini arttırdığı gibi genel iş performansını olumsuz etkileyebilir. 5. İş Kaybı Korkusu İş güvencesizliği, bireyin işini kaybetme olasılığının yüksek olduğu ya da öyle algılandığı durumları ifade eder. Bu durum sadece fiziksel değil, psikolojik iş güvenliği açısından da önemlidir. İşini kaybetme korkusu yaşayan çalışanlar, hastalık gibi nedenlere rağmen işe gelmeye devam edebilir ve bu da düşük verimlilikle çalışmaya neden olabilir.